Düş iklimi şehrin,
Kırık nidalar topladığı şairin.
İzbelerde saklı binlerce yeis
El aman demeden yürekteki ulu reis
Manen çökmedik henüz damarlarında
aşkın
Şarlatan iblisin kıvancı ne ki?
Bükülmeyen eldi bileği öpülen
Şerit değiştiren acılarda ömre hükmeden
Cıva gibiyiz ahvali tek yürek
Candan surelerde saklı iç sesimiz
Camdan küre olsa ne ki mevsimin
amblemi?
Gün köpüren geceye
Gece veda eden yaslı her heceye
Heceler mi sonsuz
Yoksa bu aşk mıdır ufuksuz seğiren
gözünde mevsimin
Meyve veren ağaç taşlanır misali
Sadece umuttur ve yarınlar
öykündüğümüz
Meali ne ola ki andan kaçışın?
Maruzatı aşmadı mı binlerce badire
öksüz tufanın?
Varlıksa yokluğa dur diyen
Yokluk varlıkla cebelleşen
Bir varmış bir yoksa yüreğin ikbali
Meylettiğimiz nice güzellik ve sevgi
Olsa olsa yüreğin cebri
Mal ettiğimiz düne
Günde saklı İlahi Güç devir daimi
ömrün
Gecede sarkıt günde tuzak
Aşka kanat açan her gün ve her uzak
Elbet yakın kıldığımız
Yakardığımız sadece Yaratan
Sessizlikle örülü kimi zaman
Bazense en yüksek ses yüreğin çağrısı
Her ne hikmetse ağırdan alan kaderin
ricası
Elbet sabra şükre delalet iman
gücünün haznesi.
Renkler özgür
Duygular firari
Aşk koşulsuz
Hüzün olsa da sarpa saran yalnızlığın
meali
Bir kat izi acı
Kattıkça güne geceye sırası
Gelmeden kaçamaz insan
Ömür denen hediye
Sancılı bazen sanrılı
Umuda dair yeknesak arzu yürekte
saklı
Rükû ettiğimiz kıblenin nuru
Yağar da yağar geceye
Kadir kıymet bilmekle aşılır da her
engel
Varsın keder sunsun sayısız çengel.
Gönül hazandan yana
Gönül baharın ışığı
Gönül aşkı kotaran tek duacısı
Elbet sevip de kollarken yüce Yaratan
Sevecen bir iklim her an
Sancılansak da zaman zaman
Sehven ölü ya da diri
Manen güçlü oldu mu insan
Vakti belli beklemekse ilacı hayatın
Şiar edindiğimiz rüzgâr ve yarının
miadı
Dolar dolmaz miladı yeter ki dua
olmalı
Şerh düşülesi muradı farz bildi mi
her canlı.