Sırra kadem basınca, karşımda onu buldum,

Şu   yitik  benliğimin,   tükenmez  sancısını.

Kalbimin rahlesine, tutununca  kayboldum,

Kimse  bilmez  yitmezse, yalnızlık  acısını.

Gözlerim ki  kan dolu, kıpkızıl ağlıyordum,

Doluyordu  pınarlar,  sel olup çağlıyordum.

 

Vedasız  ayrıldılar,  yanımdan   güvercinler,

Pençesinde   tutsunlar, kalbimi diyecektim:

Rahmine   saklasınlar,   figanımı   enginler,

Bir   balığın   karnında, çilemi  suya   ektim.

Artık bütün bekleyiş, bağrıma düşen yüktür,

Umut kesmem tabi ki elbet Allah büyüktür.

 

Suskuya düştü dilim, yutkundum susuzluktan,

Kasımın kucağında, bedenim  kuru  yaprak…

Her şey nasıl karışık, şaştım uykusuzluktan,

Artık  direnmek  boşa, sarsaydı kara  toprak.

Anladım   felek  işte, tuzaklar  kurmuş  bize,

Acımamış ne etsek, vurmuşta vurmuş bize.

 

Tuvalim renk tutmuyor, inatla boyamaktan,

Umudun  yoksa  eğer,  sancılıdır    kâinat.

Çalındı renklerimiz, yorulduk ağlamaktan,

Hayalleri    boyadım,    gökkuşağına  inat.

Varsın da  ol  Âdemi,  yalnızlığa olsun dem,

Vermeden son nefesi,  aşka can olsun madem.

 

Adem Efiloğlu


( Yalnızlık Kaidesi başlıklı yazı AdemEFİLOĞLU tarafından 15.11.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.