Bıraktım demek isterdim
Beni günbegün eksilten hezeyanları
İçimi sürekli kavuran kırgınlıkları
Sitem ekmeyi
Gönül kırmayı
Kin tutmayı mesela…
Gittiğim her yerde yabancıyım nedense
Üşüdüğümü söylesem
Allah’u Ekber dağlarında donan yiğitlerden
Utanır yanaklarım
Kızardıklarını bile hesaba katmadan…
Dilimde iflah olmuş sözcükler demledim
Ayaklarımı yıkadım Fırat’ın sularında
Kütülammare’de cansız düşerken bedenler
Düşmanın esaretini seyrettik gururla şanla…
Dar bir kapıdan
Sıkışarak geçiyoruz mısralarla
Sığmıyor ihtişamı tarihimin
Hatırlıyorum
Tam iki yüz on beş kiloyu omuzluyor Seyit
Onbaşı
Boğazda salvo yapan gemi
Ortasından çatırdıyor…
Sonra
yokluklardan kuruluyor cumhuriyet
Ulu Önder sesleniyor :
“Yarın cumhuriyeti ilan
ediyoruz.”
Kalemim al bayrağa sevdalanıyor
Sözcüklerim vatanıma
Yaşıyoruz sonsuza değin
Şehit kanıyla sulanmış topraklarda…
Âdem Efiloğlu