İçimizde
Nicesi Umutlar Yeşerdi Büyüdü
Kolay olan ne var
hayatta, sabırdan daha güzel? Hayat elbette ki beklediğimiz
gibi değil
yaşadığımızı gibi zordur pişirendir
sağlam
dipdiri sabırla
güçlendiren, az dert
keder az çile ile imtihan değil midir? ahirette karşılığını dünyada boşluğu
hoşlukla
doldurmaktan karşılığını ahirette almaktan başka
nedir ki? Az kaygı az endişe az korkuya denk düştüğümüz sonunu bilmezken
sabırla yol alırken, sonunda gökyüzü
genişliğinde
ferahladığımız ardında, yine kaygı ile
korku ile devam ettiğimizden ve imtihanla kötü olanı iyi olanla değiştirme
telaşından başka
nedir ki hayat? Yoksa yan gel yat yeri değildir ki! Bir adım mesafeleri
binlerce kilometre ederken, kolay eden hayatken zor eden biz değil
miyiz hayatı?
Güneşin
ışıkları sanki ayrılıkların mahkummuşuz
gibi biz mahkumları ayırmadan aydınlatırken, biz çevremizi karanlık etmenin
derdindeyiz hala hem de koşarcasına, aniden karanlık olsun her yer kimse
kimseyi görmesin dercesine! İçimizde
nicesi umutlar yeşerdi, büyüdü derken birde baktık ki yıkılmış
ezilmiş
parçalanmış, yok edilmiş!
Neden yıktınız neden ezdiniz ne uğruna neden niçin? Cevap verende
yok! İnsan
kendi hayatını sevmez ve
lanetlerken, başkalarının hayatından ne isteyebilir ki? Hayat
lanetlenmez, doğru yaşamayan doğruyu
bilmeyen sen bilmediğinle yapacağın,
ancak yıkmaktır. Lev Tolstoy ne güzel demiş” Sevgi nerede ise Tanrı
(Alemlerin Rabbi) Oradadır”
Ah yine oturmuş
düşünüyorum, böyle yakıcı
sözlerle kelimelerle kendimi. Tebessümler mahzun gülümsemeler kırgın duruyor
gönlümüzde, tebessüme muhtaç insan hırçın, gülümsemeye muhtaç insan kırgın, açmalı
gönül kapısını nasıl? Hayatta hiçbir şey önem taşımıyor mu bizim için acaba? Eline
fırsat geçen, yüzde yüz zam yaparken yağa, peynire, vs. Hiç mi vicdan
kalmamış
insan da? Hiç mi sevmek için gönülde bir parça, merhamet insanlık kalmamış
ki bunca zulme mahrum kalıyoruz?
Yok mu bunları parçalayarak, yok edecek bir babayiğit?
El attıkça deşilen
yaralar, iyileşmeyecek
yaraya merhem sürecek,
bir dost yok mu acaba? Bekliyoruz Rabbim gönderir inşallah.
Mehmet Aluç