Hani kimi zamanlar, yalnız kaldığımızda,

Mesela akşam vakti, ufka daldığımızda,

Göğsümüz daralır da, nefesimiz yetmez ya!


Nedense her anımda ben bunu yaşıyorum.

İçimde hüzün yüklü bir ukde taşıyorum.

 

Söylenmedik sözlerim, sükûtun mahbesinde,

Boyun büker kadere, acziyet kafesinde.

Kanadı kırık kuşlar, hiç şikâyet etmez ya!


Ben bu ahval üzere, sessizce duruyorum,

Gerçeklerden kaçarak, hayaller kuruyorum.

 

Önüm ardım uçurum, dibi yok, nihayetsiz.

Halimi arz etmeye, sözcükler kifayetsiz.

İçin için yanan kor, sönmek nedir bilmez ya!


Yüreğim yangın yeri, biteviye yanmakta,

Kül olup savrulmayı, kurutuluşu sanmakta.

 

Dertlerim ardı sıra, sökün edip geliyor,

Sanki zehirli hançer, yüreğimi deliyor.

Eğer toprak çoraksa, gül eksen de bitmez ya!


Umut, susuz pınarım, sanki küsmüş, çağlamaz,

Ne yapsam da nafile, hiçbir fayda sağlamaz,

 

Takvimin yaprakları düşerken birer birer,

Yaşanmamış bir ömür, halen muradı diler.

Nedense hep sızılar, geceleri azar ya!


Sinemdeki yarayı, hasret ile dağlarım,

Mehtapsız gökyüzüne bakar bakar ağlarım.

( Hani Kimi Zamanlar başlıklı yazı halisi tarafından 16.10.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.