Her mavi düşün bir yanılsama olduğu varsayımı, def etmekse ayağına yapışan yosunları ve gök mavisi dizelerde soluklanıp yeniden yazmaksa dünya tarihini, gecikmelerim adına mazur görün beni: ne sığ olmayı biledim ne de sağ kalıp solumu yaftalayan kimse altından kalkamadım bir uyanış öncesi biledikçe biliyorum aşkın erbabı bir sözcüğün peşine takılıp belki de kendi kuyruğumu takip ediyorum ama bilin ki: çok ama çok sevmiştim sizi.

 

 

Düş mağduruyum, kramp girerken göğsüme

Savuşturdum titrek ve asalak gölgeleri

Renklerin tevazu yüklenip çöreklendiği

Bir marina

Demir aldığım sancılı bir var oluş şarkısı

Duymadığınız nasıl da belli

Sözcüklerim yanıltmasın hani sizi

Öncemden yoksun yazarken bu şiiri

Sadece sus payı bir söylem belledim

Ne zamanki uzağındayım aşkın ve dizelerin

Yaşadığımı varsaymışım meğer

Gök taşında cirit atan yaşlarım

Yasların mağduru kılıksız bir yasayım.

 

Yandığımı mazur görün

Yazmakla aşmaksa yolları ne gam!

Ketum bir varlığın aşkla ve yalnızlıkla imtihanı

Susmanın gerektirdiği bir çömeliş

Başımı okşayan babamdan kalan bir serzeniş

Ne zamanki dem tuttu maziye özlemim

Martavalların gölgesinde geçen hayatlardan da olmadım.

 

Yanmakla iştigal bir sırıtış

Mazur göremedim hem savrulan nidaları

Ne köktüm ne de ulu bir ağaç

Uluyan sefil köpeğin sallandırıldığı darağacı

Az evvel kurtardım ben can çekişen hangi duyguysa

Fevri olmamın ötesinde felaket tellağı bir kâhinden kaçıp

Yakalandığım sağanağı da inandıramadım kimselere

Sadece sığındım gölgesine matemin

Her kuşluk vakti camıma gelip de

Gagalayan düşlerimi elbet meali idi hıçkırıkların

Kimseler görmeden ağladığımın da tek kanıtı

İşte bu sefil şiir ve buruşan kâğıdı

Parçalayıp atabilirsiniz uçurumdan aşağı.

 

Her düş aslında yok oluştu

Ölümse kurtuluş

İtaat ettiğim sadece Mevla’m

Ne gerek vardı bunca yalnızlığa

Hele ki bunca sitem ve kıvılcımı üstüme püskürten.

 

Şifahen mizacım

Sefasını sürdüğüm hatıralarım

Hatta ekmeğini yediğim dünüm ve öğretiler

Göğe çivi çakıp da astığım dualar

Gönlün radarına yakalandığım kadar

Randıman alamadığım hayatın tekrarı.

 

Baştan yazıyorum o bilindik masalı

Yoksa sanmayın ki bir inkâr ya da itham

Gövdemde delikler ve konuşlanan sayısız kuş

İklimin savurduğu kuru dallarda asılı bir kusur belki de

Hem yetemediğim hem yeşeremediğim günün nezdinde

Solmaya mahkûm bir çiçek ve güneş

Ölmenin de tam sırası

Azat edilmekse bu rüyadan

Firar etmek hayattan son dileğim

Dikili bir ağacım olsa ne olacak ki?

Ben ağacın gölgesinde yaşayamazken.


( Çok Ama Çok Sevmiştim Sizi... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 16.10.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.