Su Gibi Akan Zamanın İçinde Efsunkar Bakışlar 3

Su Gibi Akan Zamanın İçinde Efsunkar Bakışlar 2

 

Evin kapısını açarak apartmandan içeriye girdik, ikinci kata çıktık kapıyı açtım içeriye girdik. Elif kendini kanepeye atarak derinden bir oh çekti. Ben benim yatak odama girdim üstümü değiştirdim, ona da kendime ait eşofman ile üstünü getirdim, tütün ve şeker hastası olduğun için tarçın kokan odamda yanına oturdum, sarıldım.

-Çok korkmuşa benziyorsun canım benim. Özür dilerim.

-Özür dilemene gerek yok senin suçun değil ki. Sahi arkaya elini uzatırken belinde…

-Unut gitsin canım benim unut gitsin, sen kalk önce bir duş al benim odamda üstünü değiştir uzan yat canım benim.

Yemek salonunun öteki ucunda sürekli duran elbiselerimi topladım, kışın sürekli yanan şömineden olsa gerek, yüksek, mermer bir şömineni etrafındaki daha önce göremediğim is lekelerini, hemen sildim. Geniş, sürgülü bir kapı bir dönümlük olan arka bahçeye ekili olan kiraz ağaçlarınım yanına inerek bir kâse toplayarak, terasa açılan yerdeki masanın üzerine bıraktım, kokusu insanı yanına çekiyordu. Duştan çıktı Elifim kurulandı elbiselerini değişti biraz boldu baktı baktı güldü. Birden.

-Kiraz kokusunu aldım, kiraz mı var çok severim!

-Bende severim, senin için ağaçların üzerinde şimdi topladım.

Yanağıma, sıcacık bir buse koyarak, kirazları terastan alarak eline verdim. Sevinç dolu şen bir çocuk edasıyla sevinci ile tek tek yemeye başladı.

-Çok severim, hele de dalından koparılmış olursa, sende seviyorsun al sende ye canım.

-Yok, sen ye sana bakıyorum, yemiş kadar oldum.

Yüzünde ki sevinç gamzesinden yayılırken yüzüne minnettarlık teşekkür kokan o gülümsemesi belirdi, bitmek bilmeyen sevincin volkanik patlaması gibi patlamasıyla ortaya çıkan haliyle yanımda olmanın sıcaklığı onu sararken onunda yanımda olmasının sıcaklığı beni ve odalarımı çoktan sarmış, yatak odamda misler çocuklar gibi uyurken, ben kapının pervazına yaslanarak, tatlı uykusunda onu izliyordum. Kapıyı usulca çektim salona kanepeye geçtim, uzandım. Bir süre onu hayal ettim, taşlı patikaların çaprazlamasına kestiği, yeşilliklerle dolu kocaman bir parkın ortasındaki özenle yapışmış fıskiyeli oval havuzun yanında oyalandığımızı, fıskiyenin inip çıkarken nasılda yukarıya çıkarken güç ile çıktığını nefes nefese seyredişimi. Parmaklarını havuzun kenarında gülümseyen gözlerini suya dikmiş suda gezdirişini hayal ettim. Laleler, zambaklar taç yapraklı çiçeklerin içinde gezinirken salınarak yürüyüşünü, hayal ederken uykuya dalmışım. Uykumda hala onu bahçelerde ahşap kafes ile çevrelenmiş, ahşap kafesleri sarılmış üzüm asmaları, meyve ağaçları dört bir yanda, parlak renkli çiçek öbekleri arasında gezinirken gördüm.

Mehmet Aluç

Devam edecek inşallah

( Su Gibi Akan Zamanın İçinde Efsunkar Bakışlar 3 başlıklı yazı kul mehmet tarafından 31.07.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.