ÖN SÖZ: SİZLERDEN, HEM HOCALARIMDAN
HEM KALEM DOSTLARIMDAN ALDIĞIM GÜÇ VE BANA TUTULAN IŞIK SAYESİNDE HEM HAYATA
TUTUNDUĞUM HEM DE KENDİMİ SEVME KONUSUNDA YOL ALDIĞIM…
İNANÇ VE SEVGİ UMUDU DOĞURAN.
UMUTSA YAŞAMA SEVİNCİNE IŞIK TUTAN…
İYİ Kİ VARSINIZ EDEBİYAT EVİ AİLEM…
Düşlerini çalkala ve düş
iklimlerinde boy versin hayallerin ve içine düştüğün o Çıfıt çarşısı: sen paye
verme istersen istenmezken pay et duygularını ve içinde yüzdüğün hayali
denizinde dünde kalan o karanlık dehlizi imha et belki de yüreğinin çırpınışlarında
saklıdır felaket.
Düşler dök yere.
Göğe de çimen ek.
Susuz kalmış bedenine litrelerce su
boşalt öyle ki öfkenden arın özünle sözünle bir olduğunu ispat et insanlara.
Sen ki iklimlerin seyrüseferinde.
Bazen tıkıldığın hücrende.
Ama renginle ve yüreğinle ait olduğun
bir evren hatta yerini sabitlemiş ebemkuşağında yaşadığını da unutma ve
içerlediğin her hakarette yeniden doğ: doğ ki güneş de eşlik etsin bu çömez
güneşe ve parlaklığın ile gözlerini kamaştır insanların yetmedi karıştır
kafalarını: varsın seni hayal bilsinler varsın sen onları görmezden gel.
Resimde yoksun işte ve aynada da bir
yansıman yok.
Sözcüklerinse asla yankılanmıyor ama
birileri illa ki kendini sana yamıyor.
Düş çukurları misal: gerçeklerden
arındığın.
Gerçeklerin iklimi: düşlerinle kanat
açtığın.
Kim misin?
Kim peki, senin sağdıcın?
Mademki çıracı bozacının şahidi…
İnsan bu yaz sıcağında boza mı içer
yoksa ekşiten neyse midesini hep mi aralıksız yok sayılır?
İklimlerden düş gücü.
Düş gücüne riayet eden gerçekler hele
ki pabuç bırakmadığın bir arazide düştüğün çukurda varsın üstün başın düşlerle
batsın çıksın içine girdiğin bu dehlizden de elbet gerçekleşecektir kurtuluşun.
Sabahı zor ettin madem.
Şimdi kapa gözlerini ve en tepeye
yüksel elbet ayak parmaklarının ucuna basmana da gerek yok: sadece yum
gözlerini ve yumuşak kalbinle yolculuk yap insanların dünyalarında bazen
ıskartaya çıksa da hayallerin ve sözcüklerim.
Zemherilerde unutulmuş ölü bir çiçek
gibi.
Çöl iklimindeki o kaktüs ve kumlara
bata çıka yürüdüğün ve sen, her haline güzelsin.
Sıfatlarsa konan isminin başına.
Soyadın belki de referansın ve o hoş
reverans ile kendi etrafında dön usulca varsın uyumsuz desinler sana yeter ki
uyarla hayallerini güne varsın kop hayattan ve cinnet yollarından geçmenin
ertesinde bil ki cennet çok yakınında.
İçinde kaynayan o semaver ve yaz günü
bile üşüdüğün…
Ah, düşürme yüzünü.
Düşünüp taşınma da fazla elbet
layığını bulacaktır insan: yeter ki elini uzat yeter ki boş kalmasına aldırma.
Yüreğin kırsalında saklı çer çöp
elbet duygularını her güncellediğinde ucundan kestiğin ve paçavrası ömrün:
sözcükler iken debelendiğin suskunluksa bir ömür giyindiğin.
Peşin hükümlü olanlara da asla paye
verme.
Yeter ki ortak paydada buluşmadığın
insanlardan uzak dur.
Bak, gök kararıverdi yine ve güneşi depoladığın
kadar bil de kubbede saklı Kutup Yıldızı olduğunu.
Yetmedi mi?
O zaman mehtapla seviş ya da savaş ve
tozu dumana katsın varlığın asla da toz kondurmazken içindeki hayal denizine.
Resimlerde yoksun da.
Resmettiğin hiçbir şeyde saklı
değilsin.
Ya, içinde saklı olan nedir?
İçtimada madem iç sesin ve işte alt
yazı geçiyorsun yürek iklimine.
Göğün semazeni.
Yerinse duayeni.
Hüznün bas sesi.
Solundaki sol anahtarı ama sen
sağdıcın bildiğin sağ elinle açarken kapıyı içinde saklı şifreyi de sen çoktan
havale etmişken Rabbine.
Bir resitalse hayat.
Bazense bayatlayan ekmek tadında ama
illa ki nimet bildiğin ve üç kere öpüp de başına koyduğun.
Yeniden başlamaksa hikâyene…
Sabırla diktiğin sökükleri yüreğinin
ve kan yerine duygu ve imge pompalayan bazense uzun soluklu bir cümle pıhtı
yaparken damarlarında saklı bir varis belki de: aslında sen, vasisisin ömrün vekâlet
verdiğin koruyucu meleklerin de asla bırakmazken seni…
Kurduğun hayaller.
Kuramadığın yaşamlar.
Kuram dışı iken varlığın.
Belki de kura çekilişinde sensin sana
rastlayan belki de resti çeken kimse raks ettiğin duygu cümbüşünde varsın
kalemin olsun yüreğinin çengisi ve Çingene kıyafetinle ve de göçebe yüreğinle
haydi düş önüne hayallerin varsın düşürsün birileri seni gözlerinden yeter ki
gözünde büyütme insanları ve gözünden düşen yaşlarına iyi davran çünkü sensin
aslında senin kurtarıcın ve medet umduğun hiç kimsenin de iz düşümü iken
yalnızlığın bu sefer bir değişiklik yap ve okşa içindeki yetim çocuğun başını.
Varsın başa al hikâyeni.
Varsın sıfırla hayallerini yeri
geldiğinde ama asla da kopma hayattan ve hayallerin ve dikiş tutturamadığın
hangi iklim olursa olsun bil de varlığının değerini ve kimse seni yok sayan,
sen inadına sev kendini en azından bu gün başla yeniden sevmeye ve unutma ki: zararın
neresinden dönülse kardır ve bir üst versiyonu:
Kendini ne kadar çok seversen bil ki
dümen de senin elinde yeter ki kırma ve incitme içindeki çocuğu ve hırpalanmış
yüreğine bir gül uzat bir de elini ve içindeki enginliğin kapsadığı
güzellikleri de çarçur etme hem yetmedi mi hayatı kendine zindan ve ziyan
ettiğin…