Hüzün mahsulü bir türkünün yanığında inilti yüklü bir gece
Yana yakıla savrulduğum ömür tezgahım
Tanısı yok kimi zaman duyguların
İki kere iki kadar net
Taşmak üzere olan bardak gibi doluyum bugün 

Düşlerim mavimsi 
Elinde tuttuğun yüreğim 
Sana kaybolduğumun son resmi 

Ah bir tutabilsem şu düğümlenmiş ipin ucundan 
Çözecektim sevdanın körelmiş bağcıklarını
Dördü beş geçe bir temmuz gecesi

Bak
Dışarıda yağmur yağıyor 
Bense buğulu bir pencere önünde 
Hangi mıntıkada saklısın söylesene

Artık mühimmat yüklü benliğim 
Gözüm uykuya hasret
Elim tetikte
Ve son kurşunuda sıktım mı kaleme 
Selası verilmiş mavimsi düşlerim 
Yıkılsın bu köhne şehirin üstüne 

Dilin kıblesinde ölü doğmuş sevinçlerden damlıyor zaman
Akrep yorgun 
Yelkovan durdurmuş kendini
Ceplerimde meteliksiz cümleler tamamlarmı artık beni
Sana varmak için daha kaç fırın sevda gerekli ?

Aşkın kervanına katıldım 
Bir erdim bir eridim izini sürdüğümden beri

Şimdi beyhude karanlığı dünde bıraktım
Senle tam , sensiz hep yarım kaldım
Düşlerin mavisinde sağanağım
Gözlerimde bulutlar 
Kim , kim bu yetim sol yanımı taşlayanlar

Iskartaya çıkan hayallerim ayaklarıma dolanıyor
Bakışından kopan sevda yüreğime bu kadarmı 
hükmediyor !

Bağdaş kurmuş acılar yatıp kalkar gönül kışlamda
Kaldır başınıda bak bir kere
Kırıntı bekler sendeki ben yerdeki karınca

Dilim kıyama uğramış rubai misali ?
Haydi git öyle sessizce
Kanadığım yerden öldürmüşken kendimi 


_nokta_

( Düşlerim Mavimsi başlıklı yazı _nokta_ tarafından 18.07.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.