Bazen, bazı kelimeler üzerine düşüncelere dalarım. Boş vakit
bulabildiğim zamanlarda mesela.
Daha evvel birkaç farklı kelimelerin karıştırılan anlamları
üzerin yazılar yazmışlığım mevcut. Tam emin olamamakla birlikte, biraz
düşündüğümde “sadakat” kelimesi, olgusu yada duygusu -artık adına her ne
diyorsanız onun- üzerine hiç değinmediğimi fark ettim.
Son zamanların biraz uzun bir kısmında bu hususa takıldım.
Yazıma başlamadan önce TDK’ya şöyle bir göz gezdirip anlamına bir bakayım
dedim. Kelimenin, sözlükteki anlamı; “İçten bağlılık.” olarak geçiyor.
Ancak ben, bu devre baktığımda bu manayı pek göremiyorum.
Acaba ben mi yanlış anlıyordum kelimeyi? Belki de “sadakat” göreceli bir
kavramdı ve benim haberim yoktu. Bana çok tuhaf geliyor bazen. Tuhaftan daha
ziyade “yorucu” demek daha doğru belki. Ya zamanı yada insanları
yakalayamadığımı hissediyorum. İnsanların birbirlerine duydukları güven,
sadakat gibi manevi değeri yüksek olan hissiyatların, gerçek anlamda kelimelerin
hakkını vermediklerini, veremediklerini düşünüyorum.
Mesela bu yazımın konusu olan sadakat hususunda bana göre,
bu kelimeyi anlatabilecek en bilindik örnek; Hz. İbrahim’in oğlunu kurban etme
sahnesidir. Düşünsenize görmediğiniz bir varlık, size oğlunuzu kurban etmenizi
söylüyor. Bir insanın canını birçok şey yakabilir ama evlat acısı daha başka
bir yerdedir. Hz. İbrahim, Tanrı’ya o kadar sadık, o kadar bağlı ki, bu emir
canını yaksa bile, içi kan ağlasa dahi oğlunun da sorgusuz sualsiz rızası ile
onu kurban etmeye yelteniyor. Tabi Tanrı, bu koşulsuz sadakati ödülsüz
bırakmıyor. Hz. İbrahim’in oğlu yerine, gökten indirdiği kurbanlık bir hayvanı
kurban etmesini istiyor.
Bana göre sadakat böyle bir şey aslında. Sadakat asla
ödülsüz kalmaz, eğer sadakatinize gölge düşürecek bir şüphe yoksa. Ve ne üzücü
ki, bu devirde ben bunu göremiyorum. “İnsanlar sadık değil.” demek mi doğru
yoksa kendimi kör ve cahil bilmek mi, bilemiyorum.
Yalnızca bu çağda anlamları kaybolan kelimelerin anlamlarını
aramak beni o kadar yoruyor ki, sanırım biraz dinlenmeye ihtiyacım var.
Yazarın
Önceki Yazısı