Yarı yolda unutulmuşluğun şiiri bu:
revnak üzünçlerden salkımlar derlediğim, yüreğin efendisi iken aşk, şüheda
dünlerin yazılmayan öyküsü ve işte şakağıma dayadığım kalem…
Sihirli bir d/okunuş adeta
Mıhlanmış gölgemde sükûnete dair bir
ç/ağrı
Ağırdan aldığımsa hayat
Başını bağlamadığım şiirlerden
dökülen
İmgeler gibi
Ağıtlarsa yanan gecenin korunda
Nazenin nameler ömrü boğan
Tılsımlı bir yalnızlıkla.
Mahşeridir duygularım
Tebessümler diktiğim hayatın
Kuytularında,
Zemherilere müdahil bir haykırış
Ayrı tutulduğum hayatın ettiğim her
duasında.
Silkelediğim yüreğim ve kalemim
O kalem ki;
Zaman zaman başıma dayadığım bir
silah gibi
Döktüğü yaşı silmekse hece hece
Kurduğu hayalleri nihayetinde
Tıktığım çekmecede
Saklı bir diğer yanım.
Hani soğuk nefesi gecenin
Hani olur da içimin buzulları erir
Hani…
Diyemediğim ne varsa
Bir bir kurşuna dizdiğim yılların
seyrüseferi
Elbet öfkem kendime
Sevip de herkesi dilediğimce
Dillendiremediğim bir itiraf belki:
Hem sana kırgınlığım
Hem de içimdeki hezeyan
Büyüyen ateşin yakıcı nefesinde
Bir türlü büyütemediğim içimdeki
çocuğun tek temennisi…
Diyemem asla diyemem
Dilemması bunca nazın niyazın
Bir kuru canımdır yanımda kar kalan
Sökün eden hangi dilekse
Soldan sağa saydığım hüzün dilekçesi
Elbet saklı ve onayında Rabbin
katında
Hala kat edeceğim millerce duygu ve
şiir
Bir mizansen de sanma sakın
Yazmakla mükellefim ne de olsa.
Haykıramadığım yüzüne
Havsalamın almadığı bunca yenilgi
Kaybettiğim neşem ve başına buyruk
öfkem
Nemlenen sazın kopuk teline
Astığım bilumum acı ve hece
Gölgeme dahi kırgınken
Daha nasıl direnebilirim dünyanın
cefasına?
Bir söylence addedilen kimliğin
Kırgın ucunda saklı kelam
Elbet selamın bile esintisi yeter
bana
Varlığımla yokluğum umurunda olmasa
da.