Gün olmaz ki bir trafik
kazası ya da iş kazası sonucunda engelli vatandaşımız hayatını kaybetmesin!
Ne zaman bir engelli bir
vatandaşımızın hayatını kaybettiğine dair medyada haber görsem hemen aklıma 2012
yılı Kasım ayında Ankara’da hayatını kaybeden Nevzat Özyavuzer gelir.
Rahmetli Nevzat arkadaşı
hatırlatan olaylardan bir tanesi daha 20 Mart 2020 günü Ankara’da yaşandı.
Tahir Kermen adlı görme
engelli akşam saatlerinde Beşevler Ankaray istasyonunda Kızılay yönüne gitmek için
metroya geldiğinde iki vagon arasındaki boşluğa düştükten sonra üzerinden
trenin geçmesi sonucunda feci şekilde hayatını kaybetti.
İşin tuhaf tarafı görme
engelli olan Tahir Kermen’in raylara düştüğünü ne metro görevlileri ne de
üzerinden geçerek hayatına mal olan trenin vatmanı tarafından fark edilmemesidir!
Ta ki bir sonraki gelen
trenin vatmanı tarafından fark edilene kadar Tahir Kermen’in cansız bedeni
rayların üzerinde paramparça yatmaktadır.
Kamera görüntülerinin
incelenmesi üzerine hayatını kaybedenin Altınokta Körler Derneği Ankara Şubesi
üyelerinden 34 yaşındaki görme engelli Tahir Kermen olduğu anlaşılır.
Bu olay Nevzat arkadaşımızın
yaşadığı gibi ne ilk ne de son olay olacaktır!
15 Ağustos 2019 tarihinde İstanbul’un
Beşiktaş ilçesinin Sinanpaşa Mahallesi Beşiktaş Caddesinde sabah saatlerinde yaşanan
olayda, yaya geçidinde yeşil ışığın yanmasıyla karşıdan karşıya geçen yüzde 85 oranında
görme engeli olan 25 yaşındaki üniversite öğrencisi Esra Yücel, alkollü bir
sürücünün çarpması sonucunda metrelerce savrularak ağır bir şekilde yaralandığı
gibi ne ilk ne de son olay olacaktır!
16 Eylül 2019 tarihinde Batman’da
Huzur Mahallesi ile Çamlıca Mahallelerini birbirine bağlayan hemzemin geçitte
karşıdan karşıya geçmeye çalışırken trenin altında kalarak hayatını kaybeden
işitme engelli olan yaşlı Hüseyin Kündeş’in yaşadığı gibi ne ilk ne de son olay
olacaktır!
5 Ekim 2019 tarihinde Elazığ’da
Sanayi Mahallesi Fatih Sultan Mehmet Bulvarı’nda karşıdan karşıya geçmeye
çalışan 81 yaşındaki engelli Hüseyin Cangir'in kullandığı engelli aracına bir
başka aracın çarpması sonucunda hayatını kaybettiği gibi ne ilk ne de son olay
olacaktır!
8 Kasım 2019 tarihinde Trabzon'da
Ortahisar ilçesine bağlı Çağlayan Mahallesi'ndeki bir oto yıkamacıda bulunan
bir aracın aynı iş yerindeki bir çalışan tarafından geri geriye çıkarılmak
istenirken kaldırımda yürüyen işitme engelli olan yaşlı Abdürrahim Uzuncan'a
çarparak hayatını kaybetmesi gibi ne ilk ne de son olay olacaktır!
4 Aralık 2019 tarihinde Kocaeli’nde
Körfez Atalar Mahallesi Taşlıtarla D-100 Karayolu üzerinde karşıdan karşıya
geçmek isteyen zihinsel engelli 37 yaşındaki Esra Durmuş’un aniden yola çıkması
üzerine İstanbul istikametine gitmekte olan bir aracın çarpmasıyla ağır yaralı
olarak kaldırıldığı hastanede ameliyata gireceği gece fenalaşarak kalbinin
durmasıyla yaşamını yitirdiği gibi ne ilk ne de son olay olacaktır!
28 Şubat 2020 tarihinde Balıkesir’de
Edremit ilçesinin Akçay Mahallesi'ndeki evinden için akülü tekerlekli
sandalyesiyle çıkan Halil İbrahim İpekişleyen, gittiği sahilde iskeleden denize
düşerek hayatını kaybettiği gibi ne ilk ne de son olay olacaktır!
İşte bu olayları saymakla,
sıralamakla bitiremeyiz!
Bu olayları geçmişte yaya
kaldırımını kullanamadığından çöp kamyonu, dikkatsiz sürücülerin kuralların
hiçe sayarak kullandığı otobüs ve taksilerin altında kalarak can veren,
belediyelerin açtığı ve etrafında gerekli tedbirleri almadığı çukurlara düşerek
hayatını kaybeden, sahil kenarında gerekli uyarıcı tedbirler alınmadığından
denize düşerek boğulan Nevzatlar, Tahirler, Esralar, Hüseyinler, Ayşeler,
Fatmalar ilk olmadıkları gibi bugünde yarında son olay olmayacaktır!
Bu olayların son
bulmamasının tek nedeni var. O da engelli sorunları karşısında üç maymunu
oynayan seçilmiş siyasilerle atanmış idarecilerin yasalarla kendilerine verilmiş
olan asli görevlerini yerine getirmemeleridir.
2005 yılında çıkarılan ve
devrim diye nitelenen 5378 Sayılı Engelliler Kanununun erişilebilirlik ve
ulaşılabilirlik ile ilgili maddelerini 15 yıldır uygulamayarak sümen altı eden
kim varsa hepside bu olaylardan sorumludur.
2010 yılında Anayasamızın
eşitlikle ilgili maddesine eklenen pozitif ayrımcılık yapılacağı hükmüne rağmen
bir arpa boyu yol alınmasına katkıda bulunmayan kim varsa hepside bu olaylardan
sorumludur.
Doğrusunu söylemek gerekirse
dünyanın en iyi yasasını da çıkarmış olsanız, anayasaya pozitif ayrımcılık
yapılacak diye maddelerde ekleseniz bunları uygulamaya geçiremedikten sonra
engelliler için hiçbir değeri olmayacaktır.
Sözün özü olarak, engellilerin
yaşamına neden olan ve adına da kaza dedikleri bu olaylar aslında kazadan çok birer
cinayettir! Evet, sorumsuz yöneticilerin görmedim, duymadım ve bilmiyorum
diyerek yaptığı ihmalkârlıklar nedeniyle yaşananlar düpedüz birer cinayettir!