Renkler sun sadece
Kutsansın heceler ve gece
Kuruyan dudaklarında imlerin
Mevsimler dolansın aşkın asil diline
Sessizlikse bahşedilen
Sessizce sevmek mi hüznü getiren?
Kanıksanası bir yalnızlık
Hükmeden günde durağan sıkılganlık
Bir ebemkuşağına özenen siyah gibi
Siyahta saklı sitemde bakir bir rüzgârdan
Yayılan soğuk gibi
Gizin tetiğinde
Lal olmuş hecelerden
Ördüğün saçları mı ay ışığının?
Kayan bir yıldızdan geride kalan
Ne çok zümre saklıymış meğer sinende
Açan beyitlerden harp çalan bir kızın
elleri
Bazense fildişi tuşlarında piyanonun
Arz edilen her acı
Arşı alaya çıkan devasa bir sızı
Bir renk cümbüşünden arda kalan
Bir lekede saklıysa yürek ve izdiham.
Metafor bildiğin her ayrıntı
Semasında aşkın kapıp koyuverdiğin
bir nida gibi
Eklem yerleri şiirin
Dizeler, heceler devirdiğim
Bitimsiz hüznün eşlik ettiği.
Ve işte gece de b/ölündü ortadan
ikiye
Kâh sabaha kur yapan
Kâh akşam olmadan
Yüreği gitgide dağlanan
Ağlak bir şiirden öte
Arzıdır tembel ruhunu şairin
Açılası elleri semaya
Görgüsüz bir hüzne çaput bağlayan
İkilem yüklü mevsim gibi.
Hoyrat yalnızlık
Doğanın deviniminde saklı aymazlığı
yüreğin
Ne şart koşan
Ne şerh düşen
Sökük hüzün hırkasında gönülsüz
süregelen sessizliğin
Bilumum yenilgi
Bir reverans ise içte saklı tuttuğun
gizi
Teşhir eden şiirden dahi uzun bir hikâye
Gökte saklı bir fener gibi
İzini sürdüğün bitimsiz elemin
Şapkasında saklı sihirli bir değnek
Varsa yoksa acının sireni
Delerken geceyi pervasızca
Uzun uzadıya yaşamak dediğin ne ki?
Eğer ki aşkı saklı tutmadınsa
hatırında?