İlahi dinlerin ilki olan Museviliğin kitabı Tevrat'ta kadının başını örtmesiyle
ilgili doğrudan bir ayet yok ise de yine Tevrat'ta anlatılan pek çok hadisede
başörtüsüne atıfta bulunulduğunu görmekteyiz. Öte taraftan Yahudi geleneğinde
bir hükmün dini olması için ille de Tevrat'ta yer alması gerekmez. Rabbinik
literatürün tamamı dinin en önemli kaynaklarındandır. ( Yani Hahamların
koydukları hükümler diyelim özet olarak )
Yahudi kaynaklarında örtünme ile ilgili en eski metin Hz. Musa’nın yüzünü bir
peçe ile örtmesidir. Evet Hz. Musa Tur Dağında Allah’tan on emri alırken yani
O’nunla konuşurken yüzünde bir peçe vardır. Dağdan indiğinde de yüzünde peçe
ile inmiş, kavminin önünde peçeyi açarak öyle konuşmuştur onlarla.
Neden peki? Neden Hz. Musa, Allah’tan on
emri alırken, Allah ile konuşurken yüzünü bir örtü ile kapatmıştır?
Bu sorunun cevabı İslami kıssalarda da vardır.
Hz. Musa Tur Dağına çıktığında Allah’ı olduğu gibi görmek ister. Allah
ona ‘’ Buna dayanamazsın Ya Musa.’’ Dese de Hz. Musa ısrar edince Allah, çok
kısa belki de bir saniyeden bile az bir zaman için Tur Dağına tecelli eder ve o
anda dağ erimeye başlar. Yani Allah’ı
yalın gözle görmek mümkün değildir. ( İslam kıssalarına göre bu sadece
peygamberimize nail olmuştur Miraç’ta.) O yüzden de Hz. Musa, Allah ile
konuşurken yüzüne bir örtü almıştır.
Hz. Musa’nın bu davranışı Yahudilikte pek çok dinsel adete kaynaklık yapmıştır
ki ibadet esnasında başlarını kipa denen bir takke ile örtmeleri ama daha da
çok ibadet esnasında yüzlerini bir bez ile örtmelerinin sebebi budur. Evet,
Yahudiler kadın ya da erkek tek başına yaptıkları ibadet ve dualarında ( bu
zikir de olabilir ) yüzlerini örterlermiş ( Miş diyorum zira gözlerimle
görmedim)
İşin çok daha ilginci ülkemizde İslam dini mensubu Nakşibendi Tarikatının
Adıyaman- Menzil kolunda da müridler kendi başlarına zikir yaparken yüzlerini
örterler ve örtü altında dillerini hiç kıpırdatmadan, içlerinden – şeyhin( ya
da halifelerinin ) belirlediği sayıda- ‘’Allah’’ diyerek tesbih çekerler. ( İşte bunu bizzat gördüm
hatta kısa bir süre için ben de yaptım. Resimde gördüğünüz gibi)
Yahudilikte kadınların başlarını örtmesiyle ilgili Tevratta değişik anlatımlar
vardır ama bu anlatımlar kesin bir hüküm değildir.
Mesela: Tekvin 24: 63-68 de şöyle bir olay anlatılır:
Hz. İbrahim, oğlu İshak’ı evlendirmeye karar verir ve kölesi Eliyezer’i
Mezopotamya’ya kendi akrabalarına gönderir. Eliyezer burada Hz. İbrahim’in
yeğeni Betuel’in kızı Rebeka ile karşılaşır ve onu alarak tekrar Kenan iline
döner. Bu arada Hz. İshak merak ve heyecanla Rebeka’yı beklemektedir. Nihayet
Rebeka, kendisini bekleyen Hz. İshak’ı görünce köle Eliyezer’e ‘’ Bu kimdir?’’
Diye sorar, Eliyezer de ona evleneceği
İshak’ın o olduğunu söyler. Bunun üzerine Rebeka peçesini alır, yüzünü örter.
Bu örtünme olayı Kenan ilinin bir geleneği olduğu gibi kadının ‘’ Ben artık
evli bir kadınım’’ mesajıdır. Bir nevi evlilik yüzüğü gibi...
Tekvin 38: 13-15 e göre, Yahuda’nın gelini Tamar’ın örtünmesinden şöyle
bahseder: Yahuda, oğullarından Er’e Tamar adında bir gelin alır. Ancak Er kısa
süre sonra ölür. Bunun üzerine Tamar, Yahuda’nın diğer oğlu Onan ile evlenir.
Kötü kader diyelim Onan da ölür kısa süre içinde. Tamar, Yahudanın son oğlu
Şela’nın büyümesini beklemek üzere babasının evine gönderilir. Derken Şela da büyür ama Tamar’a bir istek
gönderilmez. Tamar, Şela büyüdüğü halde kendisine bir evlenme talebi gelmeyince
üzerindeki dulluk kıyafetlerini çıkartır ve örtünerek kayınpederinin yoluna
çıkar.
Yani örtünmek özellikle evli kadınların uydukları bir kuraldır. Aynı zamanda
bir erkeğe aidiyeti ifade eder.
Tevrat’ın İşaya bölümünün 47 babında da Babil Kızı ve Keldani kızına hitapta
özetle ere varmamış yani evlenmemiş
kızlara oldukça büyük bir öfke ile seslenilmiş ve onlara ‘’Artık yüzünüzü
örtmeyin, baldırlarınız açın, ayıplarınızı herkese gösterin. Size acınmayacak’’
denilmiştir.
Evet, bu örneklerde de görüldüğü gibi Yahudilikte özellikle evli kadınların
örtündükleri, böylece bekar kızlardan ayrıldığı görülmektedir.
Ancak bu verdiğimiz örneklerde kadınlara hitaben bir ‘’ Örtünün !’’ emri söz
konusu değildir. Ama daha önce dediğimiz gibi
Yahudi Dinin tek kaynağı Tevrat değildir. Tevrat kadar sözlü kaynaklar
olan Rabbinik Literatür de kurallar koyar ve her Yahudi bu kuralları din olarak
kabul edip uyar.
Yahudi toplumunun en önemli fıkıh( Din Hukuku )
kitabı olan Talmud’da kadının yaratılış şekli ve kadının Adem’in kaburga kemiğinden
yaratılmasının sebebi hakkında şu açıklama yer almıştır:
“Ben, kadını hafif meşrepli olmasın ve kibirden başını yüksekte tutmasın diye
Adem’in başından yaratmadım. Çok araştırmasın diye de gözlerinden yaratmadım.
Gizlice kulak vermesin ve laf taşımasın diye de kulağından yaratmadım. Geveze
ve konuşkan olmasın diye de ağzından yaratmadım. Haset etmesin diye de
kalbinden yaratmadım. Eli boş şeylere uzanmasın diye de elinden yaratmadım. Boş
yere gezmesin diye de ayaklarından yaratmadım. Ben kadını Adem’in bedeninden
sürekli örtülü ve gizli olan bir parçasından yarattım ki her zaman örtülü ve
iffetli kalsın.”