Küskünlüğümün perdesini araladım ve
geldim baş ucuna elbet süre gelen kesif sessizliğin de asla tarifi yokken,
baba.
Kambersiz düğün misali içimde nice
duygu kör düğüm adeta ve yalnızlığın patavatsızlığında hele ki şu mübarek ayda
hasıl olan nice duygu ve yüreğimin sancağını her gün gelip de sözcüklere boş
sayfalara diktiğim…
Tıpkı gözlerimi diktiğim gök kubbede
bana eşlik eden o devasa maneviyat ve nerede ise gördüğüme kani iken binlerce
yıldız ve uçuşan nice melek, baba bir o kadar korunduğuma vakıf iken yoksa kaç
kere yanına gelmiştim öncesinde.
Sessizliği radar gibi tarayan iç
sesim ve sevdalı kalemim: bir bukle hüzün ile dikerken yüreğimin söküklerini
bir o kadar sevebilme kabiliyetimle dokunmak istediğim bir cihan dolusu insan
bir o kadar içime dokunan sessizlik en çok da gürültü iken eşlik eden bir o
kadar tepkisizliğimle sessizliğe mahal verdiğim ve ne yazık ki önünü alamadığım
çok şey, baba.
Külliyen yalan, deme sakın çünkü
sevdiğim kadar yalnızlığı bir o kadar yüreğim tıkış tıkış.
Bir renksem eğer: kesinlikle
lacivertim en çok da mürekkep bulaşırken üstüme başıma ve kağıda dokunmamın
ertesinde hurra coşan yetilerim ve duygularım.
Yetim olduğunu her ne kadar
dillendirmek istemesem de.
Yetilerimde saklı bir rahmeti de
gelip de mezarına boca etmeyi ne çok ne çok isterdim, baba…
Senin gidişinin ardından geçen nerede
ise yirmi sene süregelen o boşluk bazen senin yitiminde bizlerden de birkaç
parçanın yok olup sürüklendiğine kaniyim hani.
Öznemle serildiğim mana dünyası ve
işte ellerim de dolu yüreğim de gerçi görünürde dünyanın en yalnız insanıyım
ama içim dolu dolu bir o kadar gözlerim derya deniz adeta okyanus ve sanma ki
sadece acımdan ağlıyorum elbet niyazlarımdaki umut ile Rabbime koşmakla
iştigalim son zamanlarda.
Hatta birkaç kere de ölümün eşiğinden
döndüm şu son birkaç ay içerisinde malum olduğu üzere kendime zarar vermekten
asla vazgeçmedim.
Yola soktuğum çok şey de var ayrıca
hele ki senden sonra birer enkaza dönen bizler sonrasında benim yaşadığım ve
yaşattığım sıkıntılar akabinde ailecek içine defalarca girip çıktığım o
karanlık dehliz şükür ki sağ salim ayaktayız elbet oramız buramız da dökülmüyor
değil hani…
Lakayt olmayı asla beceremedim baba
belki de bana uyguladığın o bitimsiz baskının nezdinde üstelik bir ömür iç
sesimi ve tüm duygularımı da layığıyla bastırmışken.
Ya, şimdi?
Akla zarar olduğum kesin ama bir o
kadar kimselere zarar vermeden yaşadığım da: ya, kendime verdiğim zarara ne
demeli?
İçimdeki küskün çocukla her gün oyun
oynuyoruz ve bazen öylesine mızmızlanıyor ki sorma gitsin…
Ne mi oluyor ertesinde?
Esip gürlüyorum kendimce.
Sonra yağmur olup yağıyorum elbet tek
ıslanan benim.
Sonra anlıyorum ki; benim suçlu.
Elbet bir ömür yaptığımı yapıp
kendimi cezalandırıyorum.
Açlıkla kendimi terbiye ettiğim şu
külüstür ömrümde de motorum hayli yıprandı elbet vücudum ve zihnim sürekli su
kaynatıyor ama bir şekilde yolumda yürümeye devam ediyorum.
Seni bu kadar sevdiğimi bilmezdim
üstelik az da yormadın hem bizi hem kendini.
Az mı canımız yandı? Az mı kaçtı
huzurumuz?
Ama sana hak vermiyor da değilim kimi
zaman gerçi daha ılıman ve daha müşfik olabilirdin ama…
Hep dua ediyorum, ediyoruz: Allah
günahlarını elbet günahlarımızı affetsin.
Senden hatıra çok şey var elbet en
başta bana öğrettiklerin şükürler olsun ki alnımın akıyla yaşamayı becerdim
gerçi esip gürleyen insanlar da yok değil hani hayatımda üstelik yanı başımda
tanımadığım üstelik uzağımda bir ömür de onları içselleştirmişken.
Dış ses ve de…
Bir uğultu.
İç ses ise bir hengame al sana kör
düğüm ve ben ne mi yapıyorum?
Elbet oturup bu yap-bozu çözmeye
çalışıyorum ve işte kilit sözcükler:
İnanç ve sevgi ve umut…
A, elbet bir de canım kalemim. Onunla
olan gönül ilişkimiz evlere şenlik baba ve bazen seni çok özlüyorum o
edebiyatçı kimliğinle bana kesinlikle destek olurdun yoksa, yoksa…
Sahi, yazmam senin için bir sakınca
doğurur muydu?
Neden mi sordum sana bu soruyu peki,
anlatayım:
Yazmaya başladıktan çok kısa bir süre
sonra en yakın dostlarım arkasını döndü ve çekip gitti ve bir anda hasıl olan
mucizeler ki…
Bana el uzatan, inanan değerli güzel
insanlar tanıdım bir şekilde bana ışık tutan ve umut veren.
Ve ben her halükarda acımasızca
kendimi ve kalemimi bir güzel masaya yatırıp acımadan sözcüklerimi de benliğimi
de falakaya çekiyorum.
Çünkü bir ömür arzuladığım tek şeyi diliyorum
Rabbimden:
İyi bir insan olduğum kadar da iyi
yazmak.
Belki de kendimi kandırıyorum: ha, ne
dersin? Ne de olsa çok iyi bir öğrenci ve itaat eden bir evlat olmama rağmen
seni asla memnun edemedim baba ve bu yüzden hep ama hep kendimi sorguladım keza
seni de ama gidişinin ardından seni huzursuz da etmek istemezken ve benim asla
iç huzurum yok iken elbet dış sesi ve tüm etkenleri de hesaba kattık mı…
Her anlamda sorgulandığım da koca bir
gerçek ve ben her ne kadar sessiz kendi halinde bir insan olsam da yaşamadığım sıkıntı
kalmadı ve her halükarda mercek altında inceleniyorum üstelik en yakınlarım
tarafından ve ben ne mi yapıyorum?
Elbet kızgınım ve küskün ve de kırgın
ama işte işler böyle yürümüyor çünkü içime salgıladığım zehir beni güçsüz
kılıyor ve ben kimseye benzemek istemiyorum benzemiyorum da ve yoluma devam
ediyorum gerçi görmezden gelemezken her seferinde bir o kadar görmezden
gelinsem de ama görünmez olmadığımı bilen insanlar sayesinde hala yaşama
sevincimi kolluyor ve kodluyorum. Nasıl mı?
Elbet: se-ve-rek.
Ve u-mut ederek.
Ve bu gün Ramazanın ikinci günü hatta
sahur vakti ve işte huzurun ayak sesi ve de kendisi.
Yapabileceğim çok şey de var hem:
sevgimi sakınmadan bol bol nemalandığım ve boca ettiğim hatta benden haz
etmeyenlere bile kızgın ve kırgın olmayı sonlandırdım. Mademki bu saatten sonra
seni memnun edebilecek bir evlat olamayacağıma göre başka şeyleri
gerçekleştirmek adına umudumu saklı tutuyorum ve her şeyi zaman gösterecek
elbet Yaratan bana vakit tanırsa ki bazen endişeleniyorum hayatın her an
sonlanacağına dair ama bir şekilde saklı tutuyorum yaşama sevincimi ve yaşama
coşkumu.
Kibirli bir dünyaya dönüştük bu
anlamda mütevazı olmak ve elimden geleni yapmak payıma düşen.
Empati yeteneğim bir de dostlarım
elbet onlardan bana yansıyan umut ve iyi niyet: mümkün mü iyi niyetimi saklı
tutmamak üstelik kendimi bildim bileli.
Şüphe duymak istemiyorum da artık hem
kendimden hem insanlardan bu anlamda olduğum gibi göründüğüm kadar biliyorum da
kalp gözümün kulağıma fısıldadıklarının gerçek olduğunu.
Bir meddücezir adeta ve bazen infilak
edilesi bir sıkıntı ile haletiruhiyem nasıl da huzursuz bir mizaca bürünüyor
elbet delişmen yüreğim ve değişken bir o kadar coşkulu fıtratımla durulmayı
diliyorum Rabbimden ve bir şekilde bunu bana sunuyor en çok da yazarken
durulduğum ve sevgimi saklı tutup nihayetinde kendimle istişare edip kendimle
de barış ilan etmek adına.
Yazmasam biliyorum ki ben bu günleri
asla göremezdim ki kısacık bir mola bile verse kalem azgın denizlerde
sürüklenen bir sal gibi batıp çıkıyorum hele ki dibi defalarca görmüş biri
olarak…
Sensizliği ve sessizliği kabullendin
ailecek ve son birkaç yıl eksikliğini çok hissettim, baba gerçi hırçın rüzgârınla
kim bilir kaç kere savrulacaktık ama…
Ve ben her halükarda içime esen rüzgârla
da sayısız kere savursam da kendimi s/avunduğum o ki; kimseyi asla
yanıltmayacağım ki yanıltmamış biri olarak en azından kendime olan saygımı
koruyorum ve insan sevgimle nihayetinde hidayete yürüme arzusu ile sanırım
kendimi zaman içerisinde daha da çok sevip kabulleneceğim.
Yenilgilerime ve acılarıma dahi
müteşekkirim ve bu sayede sabrı öğrendim ve şükrederek hayat daha yaşanılır bir
yer ve şaşkın mizacımdaki tutarsızlıklarım bir o kadar çocuk ruhumla ara sıra
yaptığım saçmalıklara gülüp kendimi sevmeye doğru yol aldığımı da göz önünde
bulundurursam.
Daha yapmak istediğim ve de yazacağım
çok şey olduğuna dair seninle olan buluşmamız umarım gecikir hele ki hayatımı
çarçur ettiğimin de farkındalığında İnşallah her şey daha da yoluna girer.
Mekânın cennet ve huzur olsun, canım
babam ve biz seni çoktan af ettik. Allah tüm günahlarını, günahlarımızı af
etsin İnşallah.
Son bir şey daha:
İnan ki gittiğin günkü kadar masum ve
temiz ve güvenilir bir insanım da en azından İnşallah Allah katında da
böyleyimdir ve içimdeki iyi niyeti ve umudu ve sevgiyi de boca ederken günbegün
serpilen ve büyüyen inancımla bana öğrettiklerin adına da müteşekkirim yoksa
çoktan yıkılıp gitmiştim elbet Allah’ın izniyle de bunu hep kollayacağımı asla
unutma.