Peşinden her yere, durmaz koşardım,
Çıkışı olmayan, yolu gösterdin.
Kırıldım bin kere, henüz yeşerdim,
Bülbülün konduğu, dalı kestirdin.

Göçtün buralardan, yaban eline,
Kapıldım sağanak, hüzün seline,
Mızrabım vururken, sazın teline;
Türküler söyleyen, dili susturdun.

Ruhumun can suyu, sensiz naçarım,
Ahvalimi şimdi, kime açarım?
Tadım tuzum yoktur, zakkum içerim,
Say ki her şey zehir, balı kusturdun.

Eyvah kırdı dedim, aşk kalemini!
Çoktandır duymadım, tek kelamını,
Kuşlardan beklerken, hak selamını;
Mektup koyup zarfa, pulu bastırdın.

Portakal ağacı, çiçeğe durdu,
Körpe erikleri, ayazlar vurdu,
Uzun zaman oldu, terk ettin yurdu;
Dönerim, kalışım, yıla has derdin.

Gelir ümidiyle, kapım sürgüsüz,
Vakfettim kalbimi, sana sorgusuz,
İnsafın yok mudur, hem de yargısız?
İnfaz edip masum, kulu astırdın.

Yığınlar içinde, hayli tıkandım,
Mesutmuşum gibi, tavır takındım,
Hasretin harıyla, yanıp tükendim;
Külümü savuran, yeli estirdin.

Bitsin dedim artık, yitsin bu kahır,
Ayrılma yanımdan, yâr leyl-ü nehar,
Bizi bekliyorken, ikinci bahar;
Bağımda açan son, gülü küstürdün.

11.04.2021
Muhittin Alaca

( Gülü Küstürdün başlıklı yazı Alaca tarafından 11.04.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.