Derinlerden ağlamaklı bir ses geliyordu, çok derinlerden…
Ne toprakta sallantı
Ne de vardı başkasından kaydedilen alıntı
Göz bir şeyleri kaçırıyordu
Sesse devam ediyordu.
Kime seslense,
Bu devam ediyor dese yapılan beste
Bakıyorlardı diyene deli gibi
Ne çalanı
Ne kağıda dökeni
Ne de izleri
Yoktu avatarı
Kanıtı…
İnsan işte varsın diyordu gelirse gelsin
Nereyi delerse delsin
Sonuçta doğaya elsin
Emanet…
Önceden şimşek çakar
Sonrada gök gürülder
Döker gözyaşını bulutlar
Ama derinlerden gelen seslere yok emare
Sanki elde avuçta olmayan umutlar
Gibi mi ne…
Gözünü kapattı
Ağzı bantlandı
Kulakları tıkandı
Üstünü toprakları örttüler
Derinlerden derine indirdiler
Hani insan da inandı
Dedi ki
Gerçekten sustu
Dünyaya küstü
Ya Hu, insan hiç alışkanlıklarını terk eder mi ki?
Hani bir şeyler yapmasına izin verirler mi
Oda muamma ya…
Kökler hep toprağın altında
Güneşi görse kuruma aşamasında
Anne karnında ki bebek gibi…
O kökler öyle çirkin
Çürüyen insan bedeni gibi
O kökleri andıran iskeleti
Aynısı dönen çarkın…
Kökler büyüdükçe derinleri delen sesler
Çürüdükçe kemikler!
…/Derinlerden gelen sesler
Kıyamete kadar doğayı besler!
Saffet Kuramaz