Güneşe duran elvedalar
birikiyor teninde; yakıyor. Yağmurun
ıslaklığında savuruyor ayrılıklar saçlarını, kirpiklerine değen duaların kabul
olunan yalnızlığı bizde ibadet ediyor. Dağlara vuran gidişler görünüyor izinde;
hasara uğruyor.
Islak sokakların ıslak
saçlarına vurup geçtiği her yerde hapsedilen mutluluk kiraya çıkıyor. Ödüyor
tüm faturalarını bu şehre, yabancılaşıyor kalbimize; yuvamız bize çatı olmuyor…
Bir çay ısmarlıyorum şekersiz; boşluklar kiliseye çıkıyor.
Aşk değiştiriyoruz, din
değiştirir gibi. En haçlı yerinden, "Amen" diyoruz sevgilere, hiçbiri
bizde güzel durmuyor ruhumuz aşka Müslümanken…
Bir başka kadınla bir başka adamın ten
bariyerlerinden geçiyoruz; adına, "Nasip” Unutuşa, "kısmet"
diyorlar. Kabul, takdirden önce gelir kabul ediyoruz takdirlenirken…
Bir göz yanılsamasıyla
görüyoruz yine birbirimizi; çıkan o bulanık fal gibi…
Yollar paydos ediyor arabalar
hüznümüzden geçerken. Kazara kazaya uğruyor her boşluktaki her cehennem o
pusuya düşerken…
Dilara AKSOY