…yağmura yakalanmak bu olmalıydı , başlangıçta bu yürüyüşü bu hafif yağmurla atlatacağımı daha doğrusu güzel devam edeceğini düşünmüştüm , şemsiyesiz dolaşan benim gibi birisi için riskliydi öyle de oldu , hiçbir ağacın altına da sığınamadım şimşek-yıldırım tehlikesinden dolayı , sonra karar verdim ne kadar nasıl ıslanacaksam ıslanayım demiştim , öyle de yaptım , komik ama görenlerin beni evsiz kimsesiz zannetmesi mümkün bir görüntü içindeydim , aklıma insanlık tarihinin geçmişinde helak edilen kavimlerin başından geçen ya ani yağmur , ani karanlık sonrası , yahut bir sis bulutu veya göğün gürültülerle inen baskın sarsıntısı gibi , benim de bugün başımın üzerinde bir felaket dolaşıyor gibi bir gölge ordusuydu gök , gün boyu devam ediyordu simsiyah bulut kaplı hali, gök çok ürkütücüydü duygularımı yokluyorum hayli güçsüz ve ürkek ve tedirgindim ,tam bir şaşkınlık haliyle zararın neresinden dönülse kar olmalıydı kendimi hemen eve atmalıydım , bu şartlarda dışarıda perişan ve hasta olma riskim yüksekti , bu yağmurda boş taksi de kolay geçmezdi bilirim , hem yürüyor hem sık sık geçen taksilere arabalara el kaldırıyorum , ah nihayet Allah’ım en dar sıkışık hiç beklemediğim bir durumda kaçıncı kezdi dönüp baktığımda bir taksi yavaşlıyor , çölde devesini kaybeden sonra bulan adamın sevinci gibi duyduğum sevinç , rahatladım ve daha iyi hissettim kendimi, nihayet eve gelmiştim , artık yağmuru sıcak bir banyo sonrası evde pencereden seyrediyordum , çay demlenmiş kokusu tüm eve yayılmıştı çoktan , yağmurla geçen bahtsız , hezimete uğramış duygularımı tamir eder gibi her yudumda çayla kendime geliyordum , akşam oldu yağmur hiç ara vermedi hiç hafiflemedi , hani yağmurlu havada çıkar yürümek ister bir yanım vardır ya ! bir çılgınlık yapıp bu kez inatlaşmadım , hiçte cazip gelmiyordu , doğanın yasaları ile ( Allah’ın yarattığı yeryüzüne ve gökyüzüne yerleştirdiği sürekli hayat veren yasalar ) baş edilmezdi ancak teslim olunur , başkaldıranı da bu yasalar cezalandırır tıpkı bir derenin hakkı olan kendisine tanınan özgürce akıp gitme yasasını insanlar değiştirirse , dere hakkını alır , hakkını gasp edenlerden acı da olsa almasını bilir çünkü doğanın yasası bu , ben de bile bile kendimi tehlikeye niye atayım atmamalıyım , dere yataklarına yerleşim alanları inşa eden , kazanç hırsıyla ticari binalar fabrikalar lüx binalar yapan insan bir gün bunun bedelini ağır ödeyeceğini bilmeliydi , ve o şiddetli yağışlar otobanlardan bile aldı hakkını , öylede oldu ne yazık ki , bedel ödemedi mi insan yanlış hatalı plansız yapılaşmaların sorumlusu olarak ? ..bu sebeple yaratanın bize olan merhamet ve şefkatine bizi düzenleyen hayata hazırlayan yasalarına saygılı olmalıyız bu yasaları iyi okumalı iyi öğrenmeliyiz , doğanın yaşam alanlarını taciz etmemeliyiz , yaşadığımız sel felaketlerini aklımıza getirelim son derece hazin olaylar feryatlar göz yaşı can mal kayıpları yaşanmadı mı ? insanın hırs ve kazanç uğruna düşüncesizce işgal ettiği yerlerde doğa kendi hakkını geri alıyordu , derelerin akarsuların yıllardır akıp geçtiği noktalara gelip yerleşirse insan , bunun yanlışlığını da görecek elbet bedelini ödemek zorunda da kalacaktır , bu hep böyle oldu , aşırı yağışlar üst üste günlerce devam eden yağıştan oluşan sel sonuçta doğal akışı içinde yolunu bulacaktır , doğa kendi alanına bölgesine dönünce neticeleri de ortada , ve Allah'ın ayeti Rum Suresi 41. ayet aklımıza düşer : '' İnsanların , kendi elleriyle yaptıkları şeyler yüzünden karada ve denizde bozulmalar olur ..''


25.03.2021
mustafa kaya
( Yağmurun Düşündürdükleri başlıklı yazı cirik tarafından 25.03.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.