Müspet bir rengi yoktu gök kuşağının
Bazen şerit değiştiren
Sehven ölmüş renklerin
Taslağı aslında içte saklı güneş
Feri sönecekse mevsimin
S/onsuzlukta aşka kucak açan
Sancağına sıkı sıkı sarılı bir
hasrete
Çöken hüzün sarmalı.
Her aykırı düş
Her yanık mektup
Yazmadan geçer miydi sahi zaman?
Zehrini akıtan ömrün
Beyhude rüzgârına sinen
Efkârın serzenişi
Şimdi konuşlu tepede
Yarınsa düşkündü muadili ümide.
Anbean büyüyen ateş
Mutluluğu erteleyesi kıstırılmış
Bir gülüş
Acının bağdaş kurduğu rüküş
Bir zeminden firar etti edecek
Her zerresine talip güneş
Ay kadar mahcup
Yıldızlar kadar uzak nasıl soğuk
Her film karesi
Adadıkça ömrünü evrene.
Her kayboluş
Hikmetine sarılı aşkın
Nazenin gölgesini üstüne çeken
O perde arkasına saklanmış
Mahcup bir çocuğun gülüşü
İle açan çiçeklerden uzanan
S/onsuzluğa her bir katresi
Varlık kadar ketum ya da dilbaz
Öyküsünde özlemin
Dilediği kadar yaklaşan
S/onsuzluğun güftesi
T/aşkın mahiyette delip geçen göğsünü
Hüzünsüz geçmesi adına
Mevsimin adıydı bahar güneşi