Gündemden
hiç inmedi başörtüsü, irtica
Zehir
saçan dillerden düşmedi hacı, hoca
Yalanın
yangınında gerçek edildi boca
Mazlumların
yüzleri hicabından al oldu
Bir
hesap yanlışı var, ne zaman bin yıl oldu?
Hava
kurşundan ağır, sanki bir karakıştı
Nefretini
kusanlar, zulmetmekte yarıştı
Zifiri
karanlıkta müritle pir karıştı
Dost
zannettiklerimiz, o gün bize el oldu
Bir
hesap yanlışı var, ne zaman bin yıl oldu?
Nefretini
biledi mantığı savuşanlar
Güneşe
kafa tuttu gölgesinden taşanlar
Nerde
makamlarınız; nerde şerefler, şanlar?
Çukurla
yarışanlar alçaldıkça zül oldu
Bir
hesap yanlışı var, ne zaman bin yıl oldu?
Adaleti
yok sayıp ne suçlar işlediler
Cebren
ve hile ile herkesi fişlediler
İslâm'ın
uzağında bir dünya düşlediler
Zulmetin
yangınında her ne varsa kül oldu
Bir
hesap yanlışı var, ne zaman bin yıl oldu?
O
karanlık günlerde dayılandı dayılar
Gençliğin
düşlerini yok etti katsayılar
İbrahimler
gül oldu, Yusuf doldu kuyular
Esti
bir deli rüzgâr, beylik sözler yel oldu
Bir
hesap yanlışı var, ne zaman bin yıl oldu?
Ne
cürümler işledi, insanlıktan çıkanlar
Huzura
hasret kaldı, yürekleri yakanlar
Elif
gibi dik durdu hayata er/bakanlar
Ülke
yolgeçen hanı, berduşlara yol oldu
Bir
hesap yanlışı var, ne zaman bin yıl oldu?
Yaşından utanmadan hadlerini aştılar
Kadim
değerleriyle, milletle savaştılar
Pervaneler
misali kor ateşe koştular
Düşler
kâbusa döndü, birileri kıl oldu
Bir
hesap yanlışı var, ne zaman bin yıl oldu?
Dünya
kimseye kalmaz, her saltanat bir anlık
Söküldü
prangalar, tarih oldu tiranlık
Uyandık
fecir vakti, şükür bitti karanlık
Göklerden
rahmet yağdı, kızgın küller gül oldu
Bir
hesap yanlışı var, ne zaman bin yıl oldu?
M. NİHAT MALKOÇ
Yayımlandığı Yer: Açıkkara Dergisi/ Şubat 2021(36. Sayı)