…..babacığım,mektubuma senin yazdığın birkaç satırla başlamak istiyorum ,yine hangi gerilimleri yaşadıysan yazdıklarında kabul edilir anlatımlar olduğu gibi abartmalar da var,fakat dışarı çok sık çıkmadığın için ilk defa başına gelenler seni sarsmış olmalı : “..aradığı cevapları hiç bulamayan insanlar gibi oluyoruz ,ruhumuz ve bedenlerimiz kurulmuş saat gibi işliyor ,bu kalabalık cinneti şehirde trafik ve AVM’ler şaşırtıcı şekilde bizi dönüştürüyor,başka bir insan oluyoruz sanki,burada iradelerimize duygularımıza yasaklar konulmuş gibi giderek farkında olmadığımız başka biri olup çıkıyoruz,.Şehir öylesine esir alıyor ki bizi çalışma şartları ile ulaşım çilesi ile ve bir türlü sükuna eremeyen kalplerimizin huzursuzluğu ile …” birbirinden farklı güzel cümlelerin mektubu doldurmuş musti,yani ben buralara gelmeseydim bunca mektup bunca yazıyı nasıl bir araya getirip yazacaktın,demek ki bazı sıkıntılar ,ayrılık ve acılar insanı,yorum,fikir,düşünce adamı yapıyor,tabi bu sayede ben de bir şeyler öğreniyorum,ah babacığım,dünya ve ahıret dostu olarak gördüğüm misafirlerim ne yazık ki ayrıldılar buradan,onları yolcu ettim istanbul’a ,uçak havalanırken kendi kendime : “..ey güzel metal kuş ,bir gün beni de böyle sarsmadan güzel bir şekilde havalan ve sağ salim aileme kavuştur ..”misafirlerim ile ne güzel günlerimiz oldu ,her anı değerlendirdik ve sanki gurbette değil de ,aynı şehir İstanbul gibi dolu dolu saatler içindeydik ,bir kez daha anlıyorum ki ,kurulan dostluklar ve kalbi güzel niyetler hiç kaybolmamış ,yıpranmamış,öyle ki ayrılıklarımızın bize verdiği ürkütücü uzaklıklar, aramızdaki sevgiye engel olamadı çünkü hiç değişmedik, aynı kaldık, aynı hasret ve sevgi heyecanlarını tattık durduk,bu derin kalıcı güzel duygunun çekiciliği daim olsun inşallah Allah’ın izniyle, ve şimdi derin bir sessizlik derin bir uçurum,bir boşluk var ,aklıma senin yazdığın bir yazıyı misafirlerim için uyarlamak geldi :..misafir , Allah’ın ikramı ve iltifatıdır,bunu görmek ve kavramak güzel ahlakı,mü’min bir kalbi gerektirir, diyorum inşallah bu cümleyi beğen mişsindir musti , senin yazdığın orijinal cümle ise şöyleydi “..Aşk bir güldür Yusufa(as) benzer ve kokusunu almaya da bir Yakup(as) ister…” bilmiyorum uyarlamam orjinali kadar okumaya değer görüldü mü ?,neyse canım babam asıl senin yazdığın ve benim de gülümsemelerime sebep olan mektubuna bakalım ,diyorsun ki “…kızım,annen sayesinde bu mevsim çilek yemeye doydum ,öyle ki dolabın buzluğunda bile bir kış yetecek kadar çilek var,her gün bir bahane ile alışverişe çıkan annen,benim meyve canavarı olduğumu biliyor ya ,ha bire çilek aldı, her gün eve beş kilo sürekli alınan çilekleri düşün bir an , valla çilek tüccarları yetiştiremiyor hal’e mal getirmeye (!),inanılır gibi değil ,mutfak tezgahında çilek ,oturma odasında çilek ,televizyon karşısındaki sehpada çilek ,dolapta çilek kısacası çilekten başım ve midem ve kilolarım alt üst oldu …” yani gerçekten hayret ve gülümseme ve iştah açıcılık arasında kaldım , ben biliyorum zaten, annem geçmeye görsün bir marketin önünden tamam, işlem başlamış ve bitmiştir ,isterse evde hiç eksik bir şey olmasın ,diyorsun ki dolabın meyvelik ve rafları çilek ve biber ile izdiham oluşturuyor, olsun be babacığım dert değil sıkma canını,seviyor alışverişi annem,hem bu bahane ile evde sürekli olmaktan kurtuluyor hava alıyor, yaa !! bunlar bile bana güzel geliyor,inşallah gelecek olursam annemle alışverişlere ben çıkacağım,hatta arabamla onu istanbul’un farklı pazarlarına götüreceğim,canı ne çekiyorsa alması için sabırla bekleyeceğim, sonra da yorgunluk kahvesi için yine istanbul’un en güzel yerine götüreceğim,oh be işte mutlu hayat bu !! bir tarafta boğaz ve hisarlar ve köprüler,ve saraylar ve yalılar,bir yanımda annem ve ben,hava güzel ve yaz günlerinden bir gün erguvanlar hala canlı ve efsane şehrin ezanları yankılanıyor ,hayali bile güzel mustiii..,hafta sonları ne yapıyorsunuz tabi bahçede ızgara muhabbetleri seri şekilde sürüyor mu ? pek yazmıyorsun ama görevli olmadığın Pazar günlerini sen boş geçirmesin,inşallah ben geldiğimde sabah kahvaltılarını da bahçede istiyorum tabi senin sıkıntılı tepkilerin olmazsa,cumhurbaşkanımız rasathane’de yapılan kız imam hatip lisesinin açılışına gelmiş öyle mi ? ,desene bizim oralar hareketleniyor,bereketleniyor belki yıllar sonra bu okula tayinim olur,ah nerede o günler , bana böyle bir ikram gelir mi musti,böyle bir şansım olur mu ? ,sen şimdi dersin ki,kızım dua et,Allah dua edenin duasını duyar hem sen Allah’ın sevdiği kulsun “aşere-i mübeşşere..” ’nin kızısın , ya musti konuştuğun zaman güzel konuşuyorsun,seni dinlemekten bazen çok yoruluyorum bazen de bana huzur veriyor , inşallah diyelim dediklerin gerçekleşsin babacığım….,başka neler yazayım nelerden bahsedeyim dersin,biraz magazinsel haberler olsun : “..galatasaray şampiyon beşiktaşı iki sıfır yenmiş,fener berabere , tabi Beşiktaş ve fener taraftarları istifa sesleri yönetimlerine , Burak çivit ,fahriye evcim’in evine taşınmış ,bodrum halkı Suriyeli göçmenleri kabul etmemiş ...neyse babacık şimdilik bu kadar olsun mu ! , işte halimiz bu dünya ne kadar da oyalayıcı kimi durumlarda güldürür kimi ağlatır kimi yarım bırakılmış mutlulukları ile bizi oyalar da oyalar ve çok yorgun düşürür de yine hiç uslanmayız ,ama sonuçta yapılanların bir bedeli olur ve insan öder diyelim keselim , istanbul'a çok selam ellerinizden hasretle öperim .


25 MAYIS 2015 / Mardin
Kızımdan Mektuplar Serisi
( Mektup-33 başlıklı yazı cirik tarafından 14.02.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.