Hayvanları seviyoruz hanım ben ve çocuklar. Önce kedi besleyelim dedik, hanım ben sevmem olmaz dedi, sonra köpekleri düşündük, ona da taş koydu hanım, bakımı zor diye... Ne alalım ne alalım diye düşünürken, en iyisi muhabbet kuşları, dedik ve daldık seneler önce bir kuşçu dükkanına, bir dişi bir erkek muhabbet kuşu aldık.

Bir ötüyor, bir ötüyor keratalar ki biz de mutluluktan uçuyoruz, hanım, oğlan kız ve bendeniz. Daha önce bunu niye yapmadık sanki diye de kendimize biraz kızdık. Birinin adı maviş, birinin adı da limon. Ev de muhabbet kuşu olurda muhabbet olmaz mı? Akşam bütün muhabbetler kuşların üzerine haliyle...

Beş altı ay geçti, kuşlar cik cik cik, ötüp duruyorlar. Hanım akşam bana döndü ''Hadi iyisin iyisin dede oluyorsun.'' demez mi... Der demesine de daha çocukları evlendirmedik ki... Yoksa yoksa, durun, oğlum gizlice kız kaçırıp da bir kızla evlendi de sonrada çocuk yapmaya mı kalktı? Kız desen daha küçük evlenecek yaşta değil. Hatun, ''Dede oluyorsun dede dedim ya niye şaşırıyorsun, kuşlarımız yumurtlamışlar, yavrular yakın zamanda çıkar dışarıya.'' Aman Allah'ım bu ne büyük mutluluk...

Aynen belli bir zaman geçtikten sonra yavru kuşlarımız dünyaya merhaba dediler. Bizde ki mutluluk inanılmaz boyutta... İki cik cik sesi kısa bir zaman sonra dört beş cikciğe çıktı. Ev de koro halinde ötüşüyorlar... Ne zaman büyüyecek bu yavrular... Mürüvvetlerini bir görsek... Biz de ne söylüyoruz yahu! Ne mürüvveti,  en nihayetinde kuş bunlar, Allah'ın garip bir o kadar da muhteşem varlıkları işte...

Baktık olmuyor bir kafes daha aldık. Bir zaman geçtikten sonra bir daha yavruladılar, oldu mu sana ev de kuşlardan kurulu bir ordu. Bakardın bakamazdın muhabbetleri hanımla her gün tartışıyoruz. Birazını dükkana götür dedi, o zaman Hatun. Kafese koydum altı yedi tanesini iş yerine götürdüm. Dükkan cik cik cik sesleri ile inliyor. Müşteriler de memnun, her gelen müşteri kuşlara bir selam çakmadan gitmiyor...

Bizim müşterilerden Selim de geldi gördü kuşları... Ev de iki kafes, iş yerinde iki kafes, onlarca kuş, cik cik cik sesleri ... Döner bana ''Abi versene şunlardan bir kaçını bana.'' Selimi de severim. Dükkanı hemen yakın, olmadı mı orada gider görürüm kuşları, karşımda zaten iki adım... Versem bile geçici olarak, sonra alırım bilader... Anlaştık Selimle, yedi sekiz tane kuşu aldı gitti dükkanına... Kafesi de benden olsun oğlum, bir daha para verme, dedim... İşine geldi tabi...

Ben de bir kafes altı yedi kuş, Selim de bir kafes, altı yedi kuş da onda... Özleyince gidip görüyorum kuşları... Tabi bana alışıklar, cik cik cik ötüyorlar... Ben de onlara cik cik cik ile cevap veriyorum. Bir kaç gün geçtikten sonra, baktım iki kuş eksilmiş kafesten. Döndüm Selime ''Ne yaptın Selim kuşları?'' bir dertlendi bir dertlendi ''Aaaaaah sorma ağabey sorma iki tanesi hastalandı, veterinere götürdük kuş kanseri olmuş bunlar dedi, çok ıstıraplı yaşarlar, ötenazi ile öldürelim bunları acı çekmesinler demiş, sonrada gerekeni yapın demiş.'' Ben de inandım, inanmak zorunda kaldım diyelim...

Bir kaç gün daha geçti böyle, baktım iki üç kuş daha eksilmiş. Sorarım Selime ''Ne oldu oğlum kuşlara?'' Yine döver dizlerini Selim ''Sorma ağabey sormaaaaaaaaa ahki ah vah ki vah!'' Sordum ulan sordum... ''Ne yaptın oğlum benim kuşlarıma?'' Ah ki ah! yine... Geçen gün kedi girmiş içeri üç tanesini yemiş, farkına varmasam diğerlerini de götürecekti de son an da fark ettim... Deme beee! Ulan kefesin içine nasıl giriyor bu kedi denen zibidi?

Yanda ki dükkan komşusunda bir sordum, kuşları tek tek satmış hıyarağası... Onu duyunca zaten başımdan aşağısa kaynar sular döküldü... Gideyim yarın kafesi de geri kalan kuşları da, kaldıysa tabi alayım dedim. Vardım kapısına ertesi gün baktım kafes de yok, geride kalan kuş da kalmamış. Döndüm, ''Nerede oğlum benim kafes arkaya bir yere mi sakladın?'' Ne dese iyi... ''Ağabey dün dükkana hırsız girmiş, kafesi de almış içinde iki üç kuş vardı, kuşları da beraberinde götürmüş işte mesele budur arz ederim.'' Offfff ki offfffffff! Hay ben senin gibi, meslektaşın da, dükkan komşusunun da, saydım sövdüm, içimden yüzüne karşı... Yapacak bir şey yok... Kös kös döndük geri... Rahmetli oldu kuşlarım...
( Rahmetli Kuşlarım başlıklı yazı AhmetZeytinci tarafından 5.02.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.