Yakup

 

Gözlerimi kapatıp atıyorum adımlarımı

Yakup’un taşladığı kurbağalara yem olmaktan geliyorum

İki ileri bir geri duvardaki saat düştüğünden beri

Zamanın da ayarı bozuldu sanki

Yakup’u görmeyeli ne çok oldu

Çağırmaya çağırırım da gelir mi bilmem

Eski dostum Yakup

O aparthanların en üstünde

Göğe kanat çırpıp uçacakmış gibi

Camından gülümser bana

Ölümle dalaşan bir it bile acır haline

Yarasını göstermeden çekilir köşesine

Beyazlardan beyazdı sanki yüzü

Biz aldık kirlettik

Avuçlarından merhamet saçan tanrıçalar

Neden böbürlenir ki saraylarında

Kulları sığınaklarda yaşarken bilmem

Yakup’u çağırsalar saraylarına

Gitmez bilirim

Bir akşam bende çağırdım

Gel dedim, sonra dedi

Hiç bitmezdi sonraları

Bir işi mi vardı, hayır

Bir sevdiği, çocukları, hayır

Dua edilen tanrılar gibi

Merhem sürmeye gelmezdi Yakup

Hep bir bahanesi olurdu

Kendinden büyük.

 

( Yakup başlıklı yazı SüleymanNaci tarafından 22.01.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.