….ne güzel bir cümle
yazmışsın babacığım ,hem düşündürücü hem hüzünlü : “..sizden saklı eskidim
,sizden saklı eridim..” hımmm demek saçlarının hızlı ağarması ,hatta dökülüp
tek tek yüzde elli kel olman bu yüzden öyle mi ? ya musti takma kafanı , ölümlü
olan şu hayatta kalbinin huzurlu bedenin sağlıklı olması en büyük zenginlik ,düşünce ve duygu
dünyan Rabb’ine isyanda olmasın ,benin sana nasihat etmem yersiz inancımızın
kırmızı çizgilerini sen benden iyi biliyorsun ,biliyorum arabayı hiç kullanmazsın sen , arada bir atla gez
dolaş diyorum İstanbul’u , durduğu yerde eskitecek enkaza dönecek araba öyle yalnız bırakma , gerçi arabanın plakası İstanbul
trafik sicilinde meşhur ,o kadar ceza yedi ki ,sen de hemen telefona sarılıp
müjde verir gibi : “ ..kızım bir ceza kağıdı daha geldi..haberin olsun ..vaktin
varsa hemen öde ki faiz binmesin…vb..” ben gidince ceza kağıtları da gelmez
oldu di mi ? şimdi trafik ışıkları benim arabayı görmediğinden bozuluyorlardır
(!)))) … ya musti bunları bile özlüyorum zaman zaman , oysa yanındayken ne çok
kızardım ve sinirden ağlardım ,neyse hepsi bitti, ben ceza ödemekten kurtuldum
,sen de gelen cezaları bildiren telefonlardan ve kızından..)))) ,bunları
yazıyorum diye ciddiye alıp sakın mahzun olma babacık ,benim ve senin
için geçmiş yıllardan bir kuble ( doğru mu yazdım kelimeyi ) dile getirmek
hoşuma gidiyor ,o ceza kağıtları ,hem üstelik fotoğraflı ceza kağıtları,
kırmızı ışıkta geçmişim güya , yarısı kurtarmış arabanın oysa ,çok az bir kısmı
plakası olan tarafı kırmızı ışığa yakalanmış ,öfkeden yırtıp atıyordum onları ,
yırtmadan önce çekilen fotoğrafa dakikalarca bakıp araba dışarıdan nasıl
görünüyor a dönüyordu ,veya fotoğrafa sabit odaklanıyorum neye niçin ne
düşündüğüme dair hiçbir fikrim olmayarak , fotoğraflı cezayı kabullenemezdim
bir türlü ,tamam fotoğraf güzel gerçekten çok net çekilmiş arabam da fena değil
hani ,fakat özellikle beni mi çekiyor bu kamera, kaçıncı ceza yeyişim bu
!!! ,ah İstanbul senin bu ceza verici eline bile razıyım ….diyecem demesine ama
bana kızacaksın musti, diyorsun ki : ‘’..buralardan
gittin de kurtuldun ..kalabalık…kalabalık cinneti….” Hep aynı cümleyi
kullanıyorsun ve bunun felsefesini savunuyorsun babam ,benim daha sakin
daha kendime gelişim ve hayatımı daha az yorgunluklarla sürdüreceğimi
düşünerek memnun bile kalmışsındır onca uzaklıklara gidişimden ,özlemini
bastırarak ve daha çok meraklarda kalmak uğruna ,tabi buna da bir cevap
hazırlamışsındır, ha istanbul trafiğinde yatsı vakitlerine kadar eve
gelemeyişinin merakı ,ha uzaklıklarda oluşumun merakı ikisi de bir
diyeceksin di mi ..! bu mektubu kısa tuttum babacığım Allah’a emanet olun
ellerinizden öperim herkese çok selam .
29 Nisan 2015
Mustafa kaya /mardin