Yıkıldı; ocağı,yurdu,yöresi,
Aşka kuru aş yok, senin sayende.
Gönül, gönül değil; afet bölgesi,
Taş üstünde taş yok, senin sayende.
Ben seni sevmekle yedim naneyi,
Aştım, cühelayı,cahilaneyi.
Tek tek dolaşsan da her meyhaneyi,
Benden alâ keş yok, senin sayende.
Okunsaydı, dert sayfamın cümlesi,
Şükrederdi, dertlilerin cümlesi.
Düzelirdi, Firavun’un kıblesi.
Bahtıma bir eş yok,senin sayende.
Sen, beliren akbabaydın aniden,
Besbeterdin, cürmün ile caniden.
Küllerimden doğardım da yeniden,
Dirilecek leş yok, senin sayende.
Bıraktın, hasretin elinde mahpus,
Cezamın süresi, keyfine mahsus.
Her gün mü zehrolur? Her gün mü kabus?
Güldürecek düş yok, senin sayende.
Gel yerime, bir mısracık sen dayan,
İçini gör, sanma; sudan, havadan.
Musa der ki; hep hayıf var, hep isyan,
Şiirimde hoş yok, senin sayende.
M.Musa Tolay