"Yemin günahtır etme" Derdi rahmetli Anam,
Sen ki canıma cansın canım iste vereyim.
Madem ki yemin günah, dileğim olsun canım,
"Aşkın şehidi olup" Cennetine gireyim.
Geç buldum ya bu aşkı, çabuk kaybetmeyeyim,
Bırakma ellerimi yeniden bitmeyeyim,
Şu dünyadan giderken, göz açık gitmeyeyim.
Ahir ömrüm boyunca sefasını süreyim.
Ne lale, ne menekşe, ne meftunum sümbüle.
Daldan dala dolaşıp aşık olduysa güle,
Hak vermemek mümkün mü, figan eden bülbüle?
O ki en güzel çiçek; yoluna gül sereyim.
Kurtardın ya garibi, dünyanın efkârından,
Yıldızlar alev alsın şu sevdamın narından,
Ateş-i çemberinin dağlar yansın harından.
Gökteki ışıkları yer yüzünde göreyim.
Her temaşa edişde, gözlerinde kaybolup,
Su ile toprak gibi, karışıp hemhal olup.
O toprak kokusunu, her zerre anda bulup,
Seni bendinden alıp yüreğimle sarayım.
Adını aşk sözüyle hep beraber andıysam,
Vazgeçtiğim umuda yeniden bağlandıysam.
Karanlık gecelerden, sabahlara döndüysem,
Tasasız sabahların hayalini kurayım.
Denizin ta dibinden çıkardığım inciyle,
Bulduğumuz tılsımlı, dört yapraklı yoncayla,
Birlikte uzun yıllar yaşama sevinciyle,
Şiir gülüşlerinin manasına varayım.
Geceleri uykusuz gözlerimi süzerek,
Birden yirmi dokuza, hece hece gezerek,
Mutluluk biriktirip, satır satır yazarak.
Sevinç göz yaşlarıyla şu canımı yorayım.
Şahıt olsun iki bin yirmi güzel talihe,
Düşürdü ya dünyayı, aylardır aha, vaha,
Arındırsın kendini, gömülürken tarihe,
Veda ederken bize, saygı ile durayım.
Kul Fikret demi aldı, bir ay doğdu zülalden,
Allah'ın hikmetini, bilmesekte, evvelden,
Işığmın hüzmesi hem Güneşten, hem senden.
Gönlümde harmanlayıp, birbirine karayım.
Mehmet Fikret ÜNALAN (Kul Fikret)
30 Aralık 2020 Saat 22.20
Güzelçamlı/Kuşadası