Monolog Röportaj-Şiir Aşka
ve O yâre mi Yazılır?
Sevgili okuyucularımız yine
şiirle gönül penceremizi açarak içeriye az huzurla neşeyi doldurmak için karşınızdayız,
yine şair Gülveren mahlasıyla Mehmet Bey var. Ona bugün bir şiirle soru soracağım.
Sayın Gülveren hoş geldiniz.
Şarkımı senin için
yazdığımı bilseydin
Dünyanın bir ucundan kalkıp bana gelseydin
Benim gibi özlesen benim gibi sevseydin
Dünyanın bir ucundan kalkıp bana gelseydin
Kuruyan dudağıma bir damla su verseydin
Yine öyle neşeyle kahkahayla gülseydin
Benim gibi özlesen,
benim gibi sevseydin
Dünyanın bir ucundan
kalkıp bana gelseydin
Beste: İrfan Özbakır Güfte: Ülkü Aker
-Şairler şiirlerini âşık
oldukları yâri için mi yazarlar yoksa terk edildikten sonra hasretin kucağına
düşünce şair olur aşkını ve hasretini mi yazarlar, bu şairimiz gibi. Şair için
aşktan başka bir şey yoktur şiirinde o yârinden başkası yoktur bunu bize
açıklar mısınız?
-Öncelikle hoş bulduk
beni yine davet ederek okuyucularımla buluşturduğunuz için teşekkürler ederim.
Bu çoğu şiirde böyle görülse de böyle değildir. Aşk ve hasret yârden ayrılmak
bazı kişiyi şair yapsa da okuma arzusu olmadan şair olunmaz olanlarda yok
değil. Kimileri şiirin bir isyan ve haykırış olduğunu kimisi ise şairin kendi
duygusal andan hasrete varmasıyla duygularını yok eden zehriyle boğuşmakta
olduğunu söyler. Oysa siz gerçeği olduğu gibi görmezseniz
hissedemezseniz tepki göstermezsiniz, anlayamaz ve anlatamazsınız. Gönlünüzün
derinliklerinizde gizli bir şey olsa da siz gizleyebilirsiniz şair
gizleyemez bu ona ar gelir bu inançtan insanı sevmesinden şair olmasının
doğasından kaynaklanıyor. Bu şu anlama çıkmasın şair ne yargıçtır ne de bir
kurban, insanın derdiyle ilgilenmek insanı sevmek yanlış olanı yazmak vesaire bize
var olmak için bir seçme olanağı kazandıran farklılıktır. Farkındalığımızı
fark ederek mütemadiyen sözlerle kelimelerle hece ve duygularla an be an
yaşayarak yazarak sürekli kılabilir kazanabilir, doğru olmayan alışkanlıklarımızı,
tepkilerimizi, bütün yaşamımızı değiştirebiliriz. Elbette ki şair
âşık olmuş aşkı yaşamıştır hatta hasreti de yaşamıştır aşkı yazar hasreti yazar
seni onu bizi ağacı yazar akan çeşmeyi akmayan çeşmeyi de kurumuş ağacı da yazar.
Yazmak varmak için bir vesiledir. Nereye varmak gönüllere varmak o gönüllerle
aşk diyarına mutluluklar ülkesine varmaktır. Amacı olmazsa yazılmaz ki, boşa
gereksiz olanı kimse yazmaz, yazsa da okunmaz. Bir şeyi üslenir şair yazarken bir
amacı vardır aşktır ya da bu yolda vardığı hasrettir onu yazar. Çok güzel
söylenmiş bir söz vardır “eğer aşk insanın aklını başından alıyorsa iyi yapıyor
çünkü çoğu zaman insanda akıl sadece ağırlık yapıyor”
Üstat ne güzel yazmış,
içinde millet insan sevgisi var yani aşksız yazılmıyor.
Bana sor sevgili kâri’(okuyan),
sana ben söyleyeyim,
Ne hüviyyette şu karşında duran eş’ârım(şiirim)
Bir yığın söz ki, samîmiyyeti ancak hüneri;
Ne tasannu’(Yapmacık hareket)
bilirim, çünkü ne san’atkârım.
Şi’r için “gözyaşı” derler; onu bilmem, yalnız,
Aczimin giryesidir(gözyaşı) bence bütün âsârım!(eserim)
Ağlarım, ağlatamam; hissederim, söyleyemem;
Dili yok kalbimin, ondan ne kadar bîzârım!
Oku, şâyed sana bir hisli yürek lâzımsa;
Oku, zîrâ onu yazdım, iki söz yazdımsa.
Hayır, hayal ile yoktur benim alışverişim,
İnan ki her ne demişsem görüp de söylemişim.
Şudur cihanda benim en beğendiğim meslek:
Sözüm odun gibi olsun, hakikat olsun tek.
Mehmet Akif Ersoy
-Şair hissedendir,
hissederken yazandır okuyandır, araştırandır gözlemleyendir. Bir an bir böceği yazar
bazen de bir köçeği, ya da bir eşeği, ya da uzanarak yatmaya hasret kaldığı döşeğini,
yüreğini, terk ettiğini yazar. Bazen karanlığı hasret kalınan aydınlığı yazar. Kaybolmuşsa
gülümsemeyi arar ve yazar. Kim kendisiyle barışmak istemez? Lakin çoğumuz
kendimizle barışık değiliz! Kim aşkla sevgi ile bakmak istemez? Çoğumuz dünya
sevgisine malına bakar insanı yıkarız! Kim ilişkilerinin iyi olmasını istemez?
Kim hayatı keyifle yaşamak istemez? Çoğumuz istemiyoruz ki bulamıyoruz! Bu
soruların yanıtları evetse sanırım sağlıklı insanlar çoktur, lakin bu soruların
çoğuna cevaplarımız hayırdır.
-Sayın Gülveren ocakta
çayımız demlenmiş, bizde okuyucularımızda birer yudum alalım sonra kaldığımız
yerden devam ederiz.
Mehmet Aluç/Gülveren