“SEZAR’IN HAKKI SEZAR’A”


Bir “Demokrasi Şöleni”ni daha geride bıraktık. Seçim öncesi BBP.Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve beş arkadaşının acı kayıpları ile seçim günü on (şu an onyedi) kişinin ölümünün buruklaştırdığı bu şölende, milletimiz her zamanki duyarlılığını gösterip, çantada keklik olmadığını gösterdi ve yönetimde ince ayar yaptı.

*AKP. beklentilerinin altında oy aldığı gibi, önemli kalelerini de yitirdi… Bunda ekonomik kriz etken olarak gösteriliyor. Sonuçları doğru olarak tahmin eden A&G Araştırma Şirketi’nin sahibi Adil Gür’de, AKP’nin oy kaybını üç nedene bağladı:
1-Ekonomik kriz, 2-Yanlış aday tercihi, 3-Güney Doğu politikası.
1-Ekonomik kriz: Krizden en çok etkilenen illere baktığımızda; İstanbul, Gaziantep, K.Maraş, Bursa gibi illerde AKP. beklediğinden fazlasını aldı. Buna karşılık ekonominin yüz akı olan en önemli kalesi Antalya’yı, Adana ve Manisa’yı kaybetti. Bu durumda kriz iddia edildiği kadar birinci etken olarak kayıpta etkili olmamıştır. Asıl etken aşağıda belirtildiği gibi yanlış aday tercihi ile Güney Doğu ve Doğu’daki hatalı politika.
2-Yanlış aday tercihi: Dediğim dedik siyasetten kaynaklanan yanlış aday tercihi, İzmir, Diyarbakır, Tunceli, Van gibi çok istenilen yerlerin kaybına yol açtı.… Özellikle İzmir’de atom karınca gibi kentin çehresini kısa sürede değiştirebilecek, anketlerde başı çeken kişiler yerine, önceki seçimin mağlubu yine aday gösterilerek, halkın inadı bilendi… Diğer kentlerde ise Muhalefet partileri çok seçici davranıp, kazanabilecek adayları öne sürdü. MHP. Bu konuda başarılı olurken, CHP. (sivrilmesin diye) Ankara’yı kesin kazanacak Kılıçdaroğlu’nu İstanbul’da harcadı…
3-Güney Doğu politikası: Güney Doğu ve Doğu’da sürdürülen meydan okumaya dayalı sert politikanın ters tepmesidir. Özellikle Diyarbakır’da kimlik, hizmetin önüne geçti. Kimlik konusunda AKP’nin hızlı açılımlarından kaynaklanan kaygıyı, seçmen,MHP. kartını ileri sürerek dengeledi. DTP. İse seçimi “referandum”a dönüştürerek ilerisi için elini güçlendirdi. Böylece hem Doğu’da, hem de Güney Doğu’da seçmen, “Yiyeceğini yedi, diyeceğini dedi…”

*Muhalefet: Genel seçimlerden sonra pervasızca “alternatifim yok!” diyerek, istediği gibi davranan hükümet, yine üç başlı bir muhalefetle karşı karşıya… CHP, MHP, DTP güçlenmekle beraber; hem saptadıkları çıtanın altında kaldılar, hem de iktidar partisi kadar Türkiye’nin her yerinde etkili değiller. Bölgesel özellikler taşıyorlar. CHP bünyesindeki yıldızlarla yönetim sultasını değiştirdiği anda, sadece sahil kesimi değil, eskisi gibi tüm Türkiye’nin partisi olacaktır. MHP ise bir denge unsuru olarak varlığını yine hissettirdi. Saadet Partisi’nin başarısında ise yenilenme önemli etken olup, diğer partilere örnek olması dileğimizdir. Seçimde sivrilen yıldızların geçmişte olduğu gibi harcanmayıp, muhalefet için ivme yükseltici olarak değerlendirilmeleri gerekir. Diğer partiler ise en yakın hissettikleri partilere katılırlarsa, muhalefeti güçlendirecek, gereksiz oy kaybına son vereceklerdir. İnşallah bunu aklederler.

Sonuç olarak, “Sezar’ın hakkı Sezar”a deyip, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını seçimin galibi olarak ilan ediyorum… Demokrasiyi özümseyen milletimiz akıllıdır; ne ceket seçecek kadar çantada keklik, ne de tehditlerden sinecek kadar cesaretsizdir. Sessiz sedasız konuşmasını da, cevap vermesini de bilir. Nice Demokrasi Şölenleri yaşamak dileğiyle…



( “sezar’ın Hakkı Sezar’a” başlıklı yazı AytenDirier tarafından 3.04.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.