Makale / Toplumsal Makaleler

Eklenme Tarihi : 10.11.2020
Okunma Sayısı : 953
Yorum Sayısı : 0
Medya da İslam diniyle alakalı konuşanları/yazanları takip ediyorsanız dikkatinizi çekmiştir. Ağızlara sakız olmuş bir kavram var. Tarihselcilik. Bazen doğrudan bazen dolaylı olarak İslam dininin, hükümlerin, Kura-nı Kerim'de anlatılan kıssaların o günkü Arap toplumuna geldiği, günümüz insanına hitap edemeyeceği ifade ediliyor. Üstelik bunu yapanların bazıları da İlahiyatçı sınıfından. Peki tarihselcilik nedir? Bu konuda iki paylaşımda bulunacağım. 
Faruk Beşer 2017 yılında Yeni Şafak Gazetesindeki köşesinde konuyla ilgili bayağı yazılar yazmış. Kısa bir paragrafını dikkatlerinize sunmak isterim: Önce tarihsellik ve tarihselcilik kavramlarından ne anladığımı söyleyeyim: Tarihsel/tarihî olma, bir zamana, bir tarihe ait olma, mutlak olmama, zaman ve mekân üstü olmama demek. Sanıyorum bu anlamda Allah'ın dışındaki her şey varoluşu itibariyle tarihseldir diyebiliriz. Bu anlamda Kur'an-ı Kerim'in kendisi Kelamullah olarak mahlûk olmasa bile, nüzulü ve Gazalî'ye göre Arapçalığı dahi mahlûktur, dolayısıyla da tarihseldir. Yani tarihselcilerin, karşı görüşte olanları kolay alt edebilmek için iddia ettikleri gibi, tarihselciliği kabul etmeyenler Kur'an-ı Kerim'in hiçbir şeyi tarihsel değildir demiyorlar.

Bir hükmün tarihsel olması ise, konduğu tarihe ait kalmasıdır.
Tarihselcilik ise biraz daha farklı. Başta Kitab-ı Mukaddes olmak üzere özellikle vahye ait metinlerin sadece varoluşlarının değil, içerdikleri değerlerin ve hükümlerin dahi sırf var oldukları zamana ve şartlara ait olduğu, ilerleyen zamanlar için geçerli olmayacağı varsayımıyla yorumlanmasıdır. 
https://www.yenisafak.com/yazarlar/farukbeser/kuran-i-kerim-tarihsellik-ve-tarihselcilik-2035794   
İkinci alıntılamak istediğim görüş Caner Taslaman'a ait. Taslamanın bazı görüşlerine katılmasam da tarihselciler hakkındaki görüşü isabetli olmuş. Öncelikle şunu belirtmeliyim: Benim “tarihselci” deyip de eleştirdiklerim, Kuran’ın tarihin belli bir döneminde indiğini ve kendi döneminin sorunlarına da çözümler sunduğunu ifade edenler değildir. Böylesi bir tanımlamayı hemen herkes kabul edecektir. Benim “tarihselci” deyip eleştirdiklerim, bugün bu etiketle anılırken; Kuran’daki kıssalara mitoloji diyen, Kuran’daki ahiret anlatımlarını Arapları uyutmak için anlatımlar olarak sunan ve Kuran’daki bize yönelik birçok “Yap” emrini, bunları yapmaya gücümüz de yetmesine rağmen, tarihi geçtiği için yapmayabileceğimizi ve hatta yapmamamız gerektiğini ifade edenlerdir. Yani eleştirdiklerim; ahiret anlatımları, kıssaları ve hükümleri ile Kuran’ın yarısından çok daha fazlasını boşaltan bir zihniyettir. Zaten bu görüşü savunanların öne çıkanlarından biri “600 sayfalık Kuran’ı 60 sayfada özetlemeliyiz” demiyor mu? Caner Taslaman TARİHSELCİLİK: ÇELİŞKİLER BATAKLIĞINDA
inşallah devam etmeye çalışacağım...

( Pozitivizmle İmtihanımız- Tarihselcilik başlıklı yazı Mustafa ESER tarafından 10.11.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.