Aybar Bir Türk Yiğidi-1-

 

Hun imparatorluğunun geniş yaylalarında yaşayan Atalan Beyi, hain Altamış’ın hain saldırısı sonrasında kalesi yakılarak, içindeki insanlar katl edilmiştir. Bir tek oğlu Aybar kurtulmuş,o ara  üç yaşında olan Aybar bir keçinin peşinde giderken kurtulmuş, daha sonra dağda ıssız yıkık bir dağ evinde keçinin memelerini emerek keçinin de Allah C.C. Tarafından emzirtilerek yetişmişti. Daha sonra büyüyen Aybar, gençliğinde bundan habersiz büyümüştür. Bir Türk köyüne yaklaşarak karnını doyurmak için varan genç Aybar’ı ,boynundaki benden tanıyan insanlar onu kucaklamış, gerçeği olduğu gibi ona anlatmışlardı. Gözlerinde akan yaşla dinleyen Aybar, hiddetle ayağa kalkarak...

-Kork benden Altamış canını almaya geliyorum!

Diyerek naralar atmıştır gökyüzüne. Bu naranın etkisiyle insanlar ve yanındakiler üç beş adım geriye korkarak çekilmesine vesile olmuştur.

Altamıştan artık alacağı öce göre kendini yetiştirerek olan Aybar büyümüş yirmi beş yaşına gelmiştir. Yanında beyaz atık ve aybaşlıklı kılıcıyla yola çıkmıştır. Uzun yolculuktan sonra Bizans’a varan Aybar hana uğrayarak karnını doyurmak için içeriye girmiştir. İçeride Bizans askerleri neşe içinde şarapları içerken, ortada zorla dans eden genç kızın hazin çığlıkları, hanı sarsacak şekilde çıkıyordu. Bunu fark eden Aybar hiddetle.

-Kesin artık bu eğlenceyi, kafamızı dinlemeye geldik, sizin şarlatanlığınızı seyretmeye değil.

Bizans askerleri bir anda şaşırdı kaldılar. Burada yönetimi elinde tutan korkak zalim Kaçan ’yanın gücüne güvenen askerler hırsla ayağa kalkarak, elleri kılıçlarına uzandı.

-Sende kimsin ey canına susamış olan.

Aybar

-Türkoğlu Türk Atalan beyin oğlu Aybar’ım.

- Sen canına susadın, öyle ise bugün bunun yaşayacaksın.

Aybar hiddetle.

-Bu zavallı kızı, zorla dans ettirme iznini size kim verdi, ey densizler?

-Bak utanmadan bizden hesap soruyor. Atılın arkadaşlar suna dersini verelim.

Bizans askerleri hücuma geçerken, ortada zorla raks eden genç kız Aybar’ın arkasına geçti. Masada oturanlar kendilerini güvenli bir köşeye çekerken, Aybar kılıcını kınından çekerek bilemek için harekete geçti. Bir kaç dakikalık savaştan sonra Aybar on tane Bizans askerlerinin canını alarak, hancıya seslendi.

-Kaldırın şu leşleri ortadan.

Hancı koşarak yanına vardı.

-Yiğidim, hemen buradan gitmelisin, birazdan bunu öğrenen Bizans askerleri hücum ederek sizi yakalamak için gelecekler.

Aybar

-Gelsinler hancı, gelecekleri varsa alacakları boyun ölçüleri elbette ki kılıcımın hakkıyla alacaklardır. Sen korkma. Yiğit korkaklığıyla değil şanıyla anılır bilmez misin? Bu densizler ki atalarımızdan bize miras kalan bu köklü kültürü yok etmenin yoğun çabası içindeyken, insanımıza bacımıza bunca zulmü reva görürken kaçmak olur mu hancı?

Hancı başını öne eğdi.

-Haklısın yiğidim haklısın bize adını bağışladın bizde canımızı bu yolda bağışlayacağız senin arkandayız müsterih ol yiğidim.

-Yo sizin canınız mukaddestir bana emanettir, siz karışmayın. İman ki bizde gönlümüzde bitmeyen bir azim ve coşkuyla, tükenmeyen bir enerji iken kim tüketebilir yok edebilir ki, gelsinler hancı gelsinler… 

Arkasına saklanmış olan genç kıza dönerek.

-Artık korkmana gerek yok, git üzerinin açık yerlerini örtecek bir şeyler giyin.

Genç kızı derin bir nefes alarak karşıdaki boş odaya girdi.

Mehmet Aluç

( Aybar Bir Türk Yiğidi -1- başlıklı yazı kul mehmet tarafından 12.10.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.