Makale / Tarihsel Makaleler

Eklenme Tarihi : 30.09.2020
Okunma Sayısı : 1293
Yorum Sayısı : 6
DİVRİĞİLİ MÜHÜRDARZÂDE NURİ EFENDİ--SİGARA KAĞIDI ÜRETİMİNDEN UÇAK ÜRETİMİNE UZUN İNCE BİR YOL

Resimler sebebiyle kimden bahsedeceğimi anladınız sanırım ama ben yine de ülkemizin bu mümtaz şahsiyetinin hepimizin tanıdığı, bildiği adını yazımın ilerleyen satırlarında açıklayacağım.

Divriğili Mühürdarzade Nuri Efendi 1886 yılında Divriği'de doğdu. 1906 Yılında Ziraat Bankasının Kangal şubesinde memur olarak işe başladı. 1911 yılında ülkede baş gösteren kıtlık döneminde köylülere yardım yapması sebebiyle '' bu yardımın kaynağı nedir?'' Denilerek İstanbul'a çağrılıp sorguya alındı. Herhangi bir açığı görülmediğinden İstanbul Maliyesinde görev verildi ve hayatını İstanbul'da sürdürmeye başladı. Ancak ülkede özellikle ticaretin gayrimüslimlerin elinde olmasına fazla tahammül edemeyerek 1918 de istifa etti.

Bir gün İstanbul Tahtekale'de sigara kağıdı üreten ve satan bir Yahudinin bu sigara kağıtları üzerine ay yıldız kompozisyonunu çok uygunsuz bir şekilde yerleştirdiğini görüp bunu düzeltmesini ihtar ettiyse de Yahudinin aldırmaması üzerine kafasına koydu: Sigara kağıdı üretecek ve bu Yahudiye rakip olacaktı.

Elindeki az bir sermaye ile bu işe atıldı ve ''Türk Zaferi'' adını verdiği sigara kağıtları üretmeye başladı. Bu işten güzel para kazandı. 

Cumhuriyetin ilanından sonra artık sigara kağıdı üretimini bırakıp müteahhitlik işlerine başlamıştı.

1926 Yılında Samsun- Sivas Demiryolunu yapan Fransız şirketi işi bırakınca kardeşi ile birlikte bu işi ele alıp Samsun- Erzurum, Sivas-Erzurum ve Afyon-Dinar demir yollarını yaparlar. 

On yılda ülkeyi demirağlarla örmüş olan Yeni Türkiye Cumhuriyetinde Divriğili Mühürdarzade Nuri Efendi ve Kardeşi Abdurrahman Naci Efendi 1174 Km. Demiryolu yaparlar.

Bunların dışında Nuri Efendi Bursa‟da Sümerbank Merinos fabrikasını,İstanbul‟da ( Unkapanında ) hal binasını,Karabük demir çelik fabrikasını,Sivas‟ta çimento fabrikasını, İzmit‟de Seka kağıt fabrikasını,Eceabat-Havza şose yol inşasını gerçekleştirdi ve 1934 Yılında çıkarılan soyadı kanunu ile Mustafa Kemal Atatürk tarafından kendisine '' Demirağ'' Soyadı verildi.

Keban barajını yapmak istedi ama gerekli izni alamadı, destek görmedi bu düşüncesi.

1930 lu yıllarda Türkiye'de bir kampanya başlatılmıştı dışarıdan uçak satın alınması ile ilgili olarak. Halktan bağış toplanıyordu. Çok zengin bir iş adamı olan Nuri Demirağ'dan da bağış istendi. Bunun üzerine Nuri Demirağ ''Benden bu millet için bir şey istiyorsanız, en mükemmelini istemelisiniz. Madem ki bir millet tayyaresiz yaşayamaz, öyleyse bu yaşama vasıtasını başkalarının lütfundan beklememeliyiz. Ben bu uçakların fabrikasını yapmaya talibim'' Dedi ve kolları sıvadı uçak yapmak için. 

Fabrikayı memleketi Divriği’de kurmayı planlar ama öncesinde İstanbul’da bir deneme atölyesi kurmaya karar verir. Beşiktaş’ta Barbaros Hayrettin Paşa İskelesi'ndeki Deniz Müzesi’nin soluna atölyeyi inşa eder. Deneme uçuşlarını yapabilmek adına Yeşilköy’deki Elmas Paşa Çiftliği’ni satın alır ve içine hangarlar, uçuş sahası ve uçak tamir atölyesi kurar. Günümüzde bu alanda Türkiye'nin dünyaya açılan en büyük kapılarından biri Uluslararası Atatürk Havalimanı bulunur.

Uçakların yapımı ve testi için gerekli tüm hazırlıklar yapılmıştı ancak uçakları kullanabilecek pilotların da yetişmesi gerekiyordu. Bunun için pistin olduğu yere “Nu.D. Gök Okulu” adını verdiği eğitim kurumunu kurar, ilk hedef, 8 yıl içinde 290 pilot yetiştirmektir.

Beşiktaş’taki deneme atölyesi artık bir fabrikaya dönüştürülür. 1936 yılında ilk tek motorlu uçak “NuD 36” üretilir. Uçağın planını ilk uçak mühendislerinden Selahattin Reşit Alan çizer. 

Çift motorlu altı kişilik yolcu uçağı “NuD38”  ise 1938 yılında üretilir. 

“NuD 38” 1944 yılında Dünya Havacılık Örgütü tarafından A sınıfı yolcu uçağı kabul edilir. İlk uçak siparişini 1938 yılında Türk Hava Kurumu’ndan (THK) alır.

1941’de Türk yapımı ilk uçak İstanbul’dan Divriği’ye uçar. Uçağın pilotu, Gök Okulu’nun ilk mezunlarından olan Nuri Demirağ’ın oğlu Galip Demirağ’dır.

Türk Hava Kurumu, verdikleri siparişleri teslim almadan önce uçağın İstanbul’dan Eskişehir’e uçmasını ve bir kez daha test uçuşu yapmasını talep eder.

İstanbul’dan Eskişehir’e gidecek olan uçağın pilotluğunu mühendis Selahattin Reşit Alan yapmak ister. Nuri Demirağ her ne kadar karşı çıksa da en sonunda Selahattin Reşit Alan’ın ısrarları üzerine ikna olur. Selahattin Reşit Alan, 1938’de Nu.D. 38 uçağı ile iniş yaparken pisteki hendeği görmez ve hendeğe düşer. Selahattin Reşit Alan, bu uçak kazasında hayatını kaybeder.

Bunun üzerine Türk Hava Kurumu (THK) verdiği siparişleri iptal eder. Bu karar üzerine Demirağ, Türk Hava Kurumu ile yıllar süren bir mahkeme sürecine girer. İki bilir kişinin olumlu rapor vermesine rağmen Türk Hava Kurumu (THK) uçakları almak istemez ve Ankara Ticaret Mahkemesi Nuri Demirağ’ın aleyhine karar verir. Ayrıca, uçakların yurtdışına satılmaması için de bir kanun çıkartılır. Böylelikle Demirağ’ın; İspanya, Irak ve İran’dan aldığı siparişler de iptal olur. Elde kalan uçaklar hurdacıya satılır. Bunun üzerine Nuri Demirağ, o zamanın cumhurbaşkanı olan İsmet İnönü’ye sayısız mektup yazar ama hiçbirine cevap alamaz.

Beşiktaş’taki uçak fabrikası ve Yeşilköy’deki Gök Okulu kapatılır.

Ülke için bu kadar önemli faaliyetleri olan Nuri Demirağ'ın yıldızı zamanın iktidar ve tek partisiyle hiç bir zaman barışık olmamıştır. Bu sebeple olsa gerek hayatının en önemli projesini gerçekleştiremez.

Evet, okuduğunuz ve gördüğünüz gibi zor işlerin adamı olanNuri Demirağ 1934 yılında Asya Kıtası ile Avrupa kıtasını bir köprü ile birleştirmeyi kafasına koyar. Projesini hazırlar ve Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'e sunar. Mustafa Kemal Atatürk bu projeyi çok beğenir. Proje duyulduğunda ülke çapında bir sevinç ve mutluluğa sebep olur. Zamanın gazetelerinden olan Son Posta, bu olayı 5 Ocak 1936 Tarihli sayısında '' Avrupa ile Asya'yı birleştirmek için Ahırkapı ile Salacak arasında köprü kurulacak'' Diye haber yapar. Ama gelin görün ki başbakan İsmet İnönü ve onun başkanlığındaki hükumet böyle bir köprüye karşıdır. Aynı yılın 20 Temmuz Günü imzalanan Montrö Boğazlar sözleşmesinin bunda bir etkisi var mıdır ya da o sıralarda yaklaşmakta olan II. Dünya Savaşı  ve yaşanabilecek maddi sıkıntılar mıdır bu köprünün yapımına engel olan şey bunu pek bilemesem de köprü yapılamaz. Nuri Demirağ'ın ''San Fransisco Köprüsünün bir benzerini yapacağım, köprünün üzerinden trenler, tramvaylar geçecek. Köprünün en mühim yerine çok büyük bir de heykel konduracağım'' Demesine rağmen bu köprünün yapımına izin verilmedi.

Bu köprü yapılmış olsaydı nasıl bir köprü olacaktı peki?

Maliyet 12 Milyon Tl olarak hesaplanmıştı. Adı ''Atatürk Köprüsü'' olacaktı. Uzunluğu 2560,genişliği 21 metre olacaktı. Sekizi denizde, onu karada toplam on sekiz ayak üzerinde olacak, dört adet kulesi bulunacaktı. Köprünün 700 metrelik bölümü asma köprü olacak, asma köprünün yüksekliği 35 metre olacaktı.  Ama olmadı.

Nuri Demirağ 1946 Yılında ülkemizde yapılan ilk çok partili seçime bir parti kurarak girdi. Kurduğu partinin adı Kalkınma Partisi idi ama parti propagandası için kurmak istediği radyoya da yine aynı amaçla kurmak istediği gazeteye de izin verilmedi ve seçimi de kazanamadı tabii ki.

1954 Yılında Demokrat Parti'den Sivas Milletvekili olarak parlamentoya girdi. 

13 Kasım 1957 de hayatını kaybeden Nuri Demirağ, Zincirlikuyu Mezarlığında defnedildi.

Allah rahmet eylesin. 

( Divriğili Mühürdarzâde Nuri Efendi--sigara Kağıdı Üretiminden Uçak Üretimine Uzu başlıklı yazı Sami Biber tarafından 30.09.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.