“Yüz Liraya Dokunur Gibi…”

   Yılmaz, kütüphanenin kapısına geldi. İçeride kimse görünmüyordu. Mahalle Kütüphanesi, her zamanki gibi boştu! Rahatça çalışabilecekti.   
   Okuldan verilen dönem ödevlerinin teslim haftasında iğne atsan yere düşmezdi. Hatta son güne kalan öğrenciler için geceye kadar açık kalırdı.
 
   Kapıyı açıp içeri girdi.
   Kitap kodlarının yazılı olduğu rehbere baktı. Biyografi bölümünün kodunu ezberledi. Rafların arasında dolaşmaya başladı. Bir, iki bakınmadan sonra aradığı rafı buldu.
   Kütüphanenin kapısı açıldı!
   Kapının üstündeki zil ikinci kez çalınca kapının kapandığını anladı. Adımlar kendisine doğru yaklaşıyordu.
   “Yılmaz Bey, bu ne şeref!”
   Gelen, kütüphane görevlisi Öztürk’tü!
   “Yetenek kazanmalıyım, Öztürk abi! Ama nasıl yapacağımı bilmiyorum.”
   “Burada ne işin var?”
   “Sanatçıların hayatlarını okumaya geldim. Onlar, nasıl yetenek kazanmış merak ediyorum.”
   “Onlara biyografi denir canım! Sen geç otur. İstediğin kitapları ben getiririm. Sakın bir şeye dokunma. Geçen sefer ödev yapacağım diye geldin Çarşamba Pazarı’ na çevirdin burayı!”
   Yılmaz, gülümseyerek masaların olduğu bölüme geçti.
   Camdan sokağı izledi. Günlük hareketliliğe dalıp gitti. Öztürk, kucağında kitaplarla geldi. Özenle masaya yaydı!
   “İşin bitince haber ver. Sakın raflara dizmeye kalkma!”
   “Tamam!”
   “Sayfaları, parmaklarını yalamadan çevir!”   
   “Merak etme! Onlara ipeksi saçları okşar gibi, yüz liraya dokunur gibi dokunacağım!” Öztürk, Yılmaz’ a inanmayarak işinin başına döndü.
 
   Yılmaz, kitaplarıyla baş başa kaldı.
   İlk kitabı önüne çekti. Kapağını usulca açıp, sayfalarını çevirdi. Seneler önce ölmüş insanlar ilgisini çekmedi.
   İkinci kitabı önüne aldı. Sayfaları çevirdikçe, sanatçıları tanımaya başladı. İçlerinden birini seçti. Halk konserleri veren, her fırsatta halkın arasına karışan biri! Ufkunu açmasına yardımcı olabilirdi. 
   Okumaya başladı.
   Sanatçının doğduğu yeri, çocukluk yıllarını bitirdi. Gençlik yıllarına geldiğinde ise işler değişti. Zor bir hayat yaşadığı yazıyordu. Müzik öğretmeninin elinden tutmasıyla yolunu çizdiğini; gittiği kurslarla da müziğe olan becerisinin arttığını söylemişti.
   Yılmaz artık anlamıştı! Kursa gitmekten başka çaresi yoktu.
   Masadan kalktı. Dış kapıya yürüdü.
Öztürk:
   “Bir şey bulabildin mi?”
   “Galiba!”
   “Neymiş o?”
   “Yetenek için kursa, kurs için de paraya ihtiyacım var!”
   “Aferin! Şimdi ne yapacaksın?”
   “İş arayacağım!” Öztürk ile vedalaşarak kütüphaneden çıktı.

   Ne yapacağını düşünerek yürümüştü!
   Mahallenin sonuna kadar geldi. Kahvehane önünde durdu.
   Camında ‘çırak aranıyor’ yazısını gördü. İçeri girdi. Küçük bir pazarlık-tan sonra haftalık elli liraya anlaştı. Çırak olarak işe başladı.
   
   Sanayide çalışan ustaların gelip, gittiği bir yerdi. Evinde, tamire ihtiyacı olan buraya gelir, ustayla anlaşırdı.
   Yılmaz, çay dağıttığı sıralarda konuşmalara da şahit oluyordu.
   “Yılmaz, şunları masalara dağıt!”
   Yılmaz, tepsiye dizdiği çaylarla dolaşmaya başladı.
 
   Orta masa!
Marangoz: 
   “Emekli olmama yetmiş gün kaldı!”
Boyacı:
   “Sık dişini. Bir şey kalmamış”
   “Sıka sıka diş mi kaldı be?”
 
   Cam kenarı!
Demirci:
   “Senin oğlan ne yaptı? Kazandı mı üniversiteyi?”
Kaportacı:
   “Kazanamadı! Neymiş, soruları bilim adamları hazırlamış!”
Demirci:
   “Hep aynı bahane!”
Kaportacı:
   “Ben bilmem! Bu sene kazandı, kazandı. Yok, kazanamadı; benimle birlikte atölyeye gider, gelir. Zaten bana da çırak lazım!”
 
   Çay tepsisiyle esnafları da dolaştığı oluyordu.
   Dükkânlarda konuşulanlara kulak kabartıyordu. Geçim dertleri, yaşam koşulları!
 
   Yılmaz, çalıştığı bu kısa sürede çok şey duymuştu.
   Bir şeyleri başarmak için kendinde daha çok hırs buluyordu. Sanatçı olma hırsı tazeleniyordu. Gerekli parayı biriktirip eğitimini tamamlamalıydı.
   Bir an önce kendi yolunu çizmeliydi.


-SON-


( Yetenek Kazanmalıyım 3 - Mahalle Kütüphanesi başlıklı yazı yasinnmnylmz tarafından 23.09.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.