(Ahzab /56)

اِنَّ اللّٰهَ وَمَلٰٓئِكَتَهُ يُصَلُّونَ عَلَى النَّبِيِّۜ يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا صَلُّوا عَلَيْهِ وَسَلِّمُوا تَسْل۪يمًا

''..Allah ve melekleri bu Nebîye destek olurlar(salat ederler)..ey iman edenler(mü'minler) ! siz de ona destek olun ve (tebliğ ettiği Kur'an'a) tam bir teslimiyetle teslim olun..'' .

(Ahzab /43)

هُوَ الَّذ۪ي يُصَلّ۪ي عَلَيْكُمْ وَمَلٰٓئِكَتُهُ لِيُخْرِجَكُمْ مِنَ الظُّلُمَاتِ اِلَى النُّورِۜ وَكَانَ بِالْمُؤْمِن۪ينَ رَح۪يمًا

''...Allah ve melekleri size sürekli destek verir ki, sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarsın. O, inanıp güvenenlere daima ikramda bulunur...”

 NOT : Salat selam konusu yardım etmek destek vermek demek olduğu halde , bu ayeti salavat-ı şerife getirmek olarak ele alan yıllarca halkın diline salavatı bir zikir gibi tekrarlatmak ayetin içini boşaltmak olmuştur,ayeti anlamından saptırmak olmuştur , ayetin manasını Allah ve melekleri peygambere salavat getiriyor diye tercüme yapmak Kur'an'a haksızlık ve büyük bir ayıp iftira olur , Allah bize sellimu teslima = peygambere destek verin diyor, eğer biz ayeti böyle anlamaz salavat getir anlarsak , salavat getirirken anlamını biliyor muyuz ? ne diyoruz biliyor musunuz "Âllâhümme salli alâ Muhammed." "Allâh'ım, büyüğümüz Muhammed'e, salatu selam eyle." yani sen destek ver Allah'ım , oysa ayette kastedilen Allah ve melekleri daima destek halinde ey mü'minler siz de destek olun nebi'nin yanında bulunun diyor , sen şimdi kalkıp manası böyle olan bir ayeti salavat getirerek topu tekrar Allah'a atmış oluyorsun bilinçsizce , her müslüman dua ve dilek temennisi Peygamberi sevmek ,anmak ve daima onun sahih yaşayan sünnetine sarılmak ve destek olmak zaten görevidir , ama ayeti salavat getirmek şeklinde anlayıp zikir matiklere kadar sürekli lafız tekrarı yaptırtmak bu mudur ? ayetin maksadı , ve bu mudur ? peygamberimizin sadece lafızla , adım okunsun , beni anın şu kadar sayı ile diye istediği bu mu !... özetlersek : Âyetin metninde geçen yusallûne =يُصَلُّونَ ‘nin türediği es-salât = الصَّلَاة kelimesinin kök anlamı, bir şeyi bırakmamak ve sürekli arkasında olmaktır. Bu ayet Allah’ın Nebî'mizin arkasında olduğunu ve onu melekleriyle sürekli desteklediğini gösterir. Her müslümanın hiç aksatmadan yapması gereken tek ibadet namaz olduğu için ona da salat denmiştir. Burada Müslümanlara verilen emir, sürekli onun arkasında olmaları ve samimi davranmalarıdır,yoksa Allah ve melekleri Nebi'ye salavat çekmiyor destek oluyor demek ,ayeti böyle anlamalıyız yoksa birilerinin , meleklerin ve Allah'ın salavat-ı şerife çektiğini söylemeleri tam bir çarpıtmadır ne yazık ki..bu ayet indiğinde peygamberimiz hayatta , ve sahabeler bu ayeti peygambere destek olmak yardım etmek şeklinde anladılar ve öyle yaptılar , ayet bize yardım ve destek verin diyor çünkü Allah ve melekleri peygambere bu yardım desteği yapıyor o halde siz de yapın ey mü'minler denmek isteniyor , çünkü bu destek ve yardım olmasaydı mekke ve medine ve yapılan harpler mücadeleler nasıl başarılı olabilirdi , ayet böyle diyor fakat biz salavat şeklinde anlarsak yani Allahumme salli ala muhammed.... şeklinde söylediğimizin anlamı ey Allahım sen muhammede yardım et demiş oluyoruz, zaten Allah ve melekleri ayette peygambere salat (destek ,yardım) ettiğini söylüyor ve müminlere de siz de destek olun uyarısı yapılıyor, bizim salavatımız ayeti hiç anlamadığımızı gösterir , hem ayeti güzel anlayalım hem ağzımızdan çıkan salavatın anlamını da iyi bilelim , biz müslümanlar olarak nasıl yardım ve destek yaparız , bunun kapsamı nedir , bunu da biz Kur'an'da görüyoruz , peygamberimize olan sevgi ve desteğimizi ,tebliğ ettiği kur'an ve Allah'ın dini islam'a inanarak gösteriyor ve yaşayarak destek olmuş oluyoruz , her daim mü'min olarak islam dinine bağlılığımız ve varlığımız Allah'ın taraftarı olduğumuzu göstererek bu yardım ve desteğimizi vermiş olacağız..aşağıdaki ayet de bunu gösteriyor :

(Muhammed /7)

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِنْ تَنْصُرُوا اللَّهَ يَنْصُرْكُمْ وَيُثَبِّتْ أَقْدَامَكُمْ

''..ey iman edenler ! siz Allah'a (O'nun dinine) yardım ederseniz o da size yardım eder ve ayaklarınızı sağlam bastırır...''

(Maide /109)

يَوْمَ يَجْمَعُ اللّٰهُ الرُّسُلَ فَيَقُولُ مَاذَٓا اُجِبْتُمْۜ قَالُوا لَا عِلْمَ لَنَاۜ اِنَّكَ اَنْتَ عَلَّامُ الْغُيُوبِ

Allah, elçilerini bir araya toplayacağı gün onlara: “ nasıl karşılandınız(geldiğiniz toplumlar size ne cevap verdi) ?” diye soracak, onlar da “ (biz bilmiyoruz ki)bizde bir bilgi olmaz ; bütün gaybı (her şeyin içyüzünü) sen bilirsin” diyeceklerdir.

(Maide /116)

وَاِذْ قَالَ اللّٰهُ يَا ع۪يسَى ابْنَ مَرْيَمَ ءَاَنْتَ قُلْتَ لِلنَّاسِ اتَّخِذُون۪ي وَاُمِّيَ اِلٰهَيْنِ مِنْ دُونِ اللّٰهِۜ قَالَ سُبْحَانَكَ مَا يَكُونُ ل۪ٓي اَنْ اَقُولَ مَا لَيْسَ ل۪ي بِحَقٍّۜ اِنْ كُنْتُ قُلْتُهُ فَقَدْ عَلِمْتَهُۜ تَعْلَمُ مَا ف۪ي نَفْس۪ي وَلَٓا اَعْلَمُ مَا ف۪ي نَفْسِكَۜ اِنَّكَ اَنْتَ عَلَّامُ الْغُيُوبِ

Bir gün Allah, şöyle diyecektir: “Meryem oğlu İsa ! İnsanlara ' ''..Beni ve anamı Allah ile aranıza iki tanrı olarak koyun?' diyen sen misin?” İsa diyecek ki “Ben sana içten boyun eğerim. Benim doğru olmayanı söylemem olacak şey değildir. Eğer söylediysem, zaten bilirsin. Sen, benim içimdekini bilirsin ama ben senin içindekini bilmem. Bütün gaybı (her şeyin içyüzünü) bilen sadece sensin.

(Maide /117)

مَا قُلْتُ لَهُمْ اِلَّا مَٓا اَمَرْتَن۪ي بِه۪ٓ اَنِ اعْبُدُوا اللّٰهَ رَبّ۪ي وَرَبَّكُمْۚ وَكُنْتُ عَلَيْهِمْ شَه۪يدًا مَا دُمْتُ ف۪يهِمْۚ فَلَمَّا تَوَفَّيْتَن۪ي كُنْتَ اَنْتَ الرَّق۪يبَ عَلَيْهِمْۜ وَاَنْتَ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ شَه۪يدٌ

''...bana ne emrettiysen onlara onu söyledim. "Benim Rabbim ve sizin de Rabbiniz olan Allah’a kul olun" dedim. Aralarında bulunduğum sürece onlara şahittim. Beni vefat ettirdikten sonra onlar, sadece senin gözlemin altındaydılar. Her şeye şahit olan sensin...''

NOT : Ne İsa peygamber,ne de tüm peygamberler YARIN KIYAMETTE Allah'ın huzurunda hesap verirken , hayır Rabb'imiz biz vefat ettikten sonra ümmetlerimiz ne dedi ne yaptı bilmiyoruz , biz senin bize bildirdiklerini hayatta iken aynen ilettik fakat bizden sonrası hakkında bir bilgimiz yok diyecekler , evet durum bu ! ama biz ne yapıyoruz , hristiyanlar İsa peygamberden sonra tevhid inancını terk ederek teslis inancına dair kurallar geliştirdiler,günah çıkartma seansları ..vb , biz de  peygamberimize ait olmayan sözleri rivayet edip çoğaltarak müslüman insanlara Allah'ın murad ettiği dini değil uydurulan din kurallarını dayatıyoruz ,işte şu kadar sayı salavat getir cennette köşkler , huriler , şefaatler vb..

(Enam /50)

قُلْ لَٓا اَقُولُ لَكُمْ عِنْد۪ي خَزَٓائِنُ اللّٰهِ وَلَٓا اَعْلَمُ الْغَيْبَ وَلَٓا اَقُولُ لَكُمْ اِنّ۪ي مَلَكٌۚ اِنْ اَتَّبِعُ اِلَّا مَا يُوحٰٓى اِلَيَّۜ قُلْ هَلْ يَسْتَوِي الْاَعْمٰى وَالْبَص۪يرُۜ اَفَلَا تَتَفَكَّرُونَ۟

De ki “Ben size Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum. Gizli bilgileri (gaybı) de bilmem. Size, ben bir meleğim de demiyorum. Bana ne vahyedilirse ben ona uyarım.” De ki “Gören ile görmeyen bir olur mu? Hiç düşünmez misiniz?”

(Enam /59)

وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا تَسْقُطُ مِنْ وَرَقَةٍ اِلَّا يَعْلَمُهَا وَلَا حَبَّةٍ ف۪ي ظُلُمَاتِ الْاَرْضِ وَلَا رَطْبٍ وَلَا يَابِسٍ اِلَّا ف۪ي كِتَابٍ مُب۪ينٍ

Gizli bilgilerin (gaybın)
  • anahtarları, Allah’ın yanındadır. Onları, O'ndan başkası bilmez. Karada ve denizde olan her şeyi, O bilir. O'nun bilgisi olmadan düşen bir tek yaprak yoktur. Yerin karanlıkları içindeki tek bir tane, yaş veya kuru ne varsa mutlaka apaçık bir kitapta (defterde) yer alır.

(Rad /43)

وَيَقُولُ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا لَسْتَ مُرْسَلًاۜ قُلْ كَفٰى بِاللّٰهِ شَه۪يدًا بَيْن۪ي وَبَيْنَكُمْۙ وَمَنْ عِنْدَهُ عِلْمُ الْكِتَابِ

Ayetleri görmezlikten gelenler (kafirler): “Sen elçi olarak gönderilmiş değilsin” derler. De ki “Aramızda Allah’ın ve o Kitab’ın[1*] bilgisine sahip olanların şahit olması yeter.”

NOT : Ellerinde önceki kitaplar olup ta bu konuda bilgin ve ehil olanlar bu kitabın da Allah’ın kitabı olduğuna şahitlik ederler. Çünkü Allah’ın indirdiği bütün kitaplarda ayetlerin ayetleri açıkladığı özel bir düzen vardır. İşte bu özellik Kitab’ın ancak Allah’ın kitabı olduğunun delilidir. Bu özellik sayesinde sınırlı sayıda ayet sınırsız sayıda soruya cevap verecek bereketi ve hikmeti içerir. 


30.05.2020
mustafa kaya
( Allah Salavat Getirin Demiyor başlıklı yazı cirik tarafından 21.09.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.