Bindokuz yüz doksan yıllarının ortalarında üniversite bitmiş,
pedagojik formasyon eğitimimi dışarıdan ücretli olarak
yapmıştım.Maalesef o zamanlarda" Hiç bir şey olamazsan, öğretmen olursun" Anlayışı devam etmekteydi.Ama biz onu bile olamamıştık.Yeni
mezun ve atanamamış öğtremen adayı olarak, Anadolu'da köy okulunun
birinde o zaman ki adıyla "Vekil öğretmen" olarak görev yapmaya
başladım.
Sabahları, kışın çok yoğun ve soğuk geçen Erzurum'un
....köyünde önce soba yakmak nasıl olur onu öğrendik.Okulun müdürü,öğretmeni,,hademesi hepsi sizsiniz.Soba yakmak, zaten başlı başına bir iş.
Az bir çıra ile zar zor tutuşturduğunuz kuru ile ıslak
arası söğüt ağacı altta olmalı.Sonra, üzerine ateşi söndürmeden , vazgeçilmez yakacağımız tezeği uygun açı ve pozisyonda koymalısınız.Yoksa, çocuklar ve soğuktan donarsınız. Evet
, bir an için tezeğin olmadığını varsaymak bile o zamanlar donmaya
yeterdi.O yüzden
tezek bizim yaşama garantimizdi.Sağ olsun köylüler sırayla el arabası
yardımıyla getirir; okulun önüne yığarlardı.
Tek katlı tek derslikli köy
okulunda beş sınıfın bir arada ders gördüğü o yıılar zordu ama çok
farklı ve zevkliydi.Lakin , kalıcı iş olmadığı için sizi adamdan
sayıpta kız bile vermiyorlardı. Sonra, devir döndü farklı farklı kamu
kurumlarında açılan
sınavlara girmeye başladık.Her defasında hüsrana uğruyorduk.Yazılıyı
kazansan bile mülakatta eleniyorduk.Bu arada insaflı bir ailenin kızıyla
nişanlandım."Nikahta keramet vardır" sözü hasıl oldu.Eşimin dayısının Ankara'da
tanıdığı aracılığı ile Bir Kamu bankası sınavına girdik ve bizi
işe aldılar.(Artık, ben de torpilliydim)
Görevim
teknik birim (Banka şubelerinin yapımı,kiralanması, ekspertiz işleri ile ilgili birim) olduğu için hep şehir dışında çalışıyordum.Çantamı elime
alınca ver elini Doğu Karadeniz, Güneydoğu,Doğu Anadolu nerede iş varsa
biz ordaydık.Yirmi yıla yakın çalışrım.Nihayetinde çok yorulduğunu hissettim ve iki bin
onbeşte istifa ettim.Bugüne gele kadar ; Emlakçılık,sahaflık, tezgahtarlık
vs.işler yaptm.
Kızımın okulunda bir tanıdık öğretmen arkadaşla oturmuş konuşurken, yukarıda yazdığım anımı anlattım.Aslında benim de bir öğretmenlik geçmişim olduğunu söyleyince;
-Selim bey, tekrar öğretmenlik yapmak ister misiniz ? Dedi.
Bir anda heyecanlandım.Birden o köy günlerim ve öğrencilerim aklıma geldi.
-Tabi ki dedim.Peşine soruları sıraladım.
-Bu iş nasıl olacak,nerede ?
Bana kararlı ve kendinden emin bir şekilde dönerek;
-Hocam, branş neydi ? Diye sordu.
-Türk Dili ve Edebiyatı dedim.
- Ooo çok güzel dedi.
Cep telefonunu çıkarıp bir arkadaşını aradı.Sonra, bana bir telefon numarası verdi.
O numarayı arayıp randevu talep ederek,görüşmeye gitmemi söyledi.
Üç gün oldu. Çok şükür öğrencilerime kavuştum.Pandemi dolayısıyla bütün öğrencilerimiz yok.Sadece son sınıflar var. Ama olsun kendimi hayata yeniden başlamış gibi hissediyorum...
(
Öğrencilerime Kavuştum başlıklı yazı
AZİZ REMZİ tarafından
8.09.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.