Ocağına sığınınca
Sen öğrettin be usta
Bir ara çırak aldın yanına
Gözlerine uzaktan bakarak kalfa oldum ben usta
Sırtını dönüşün öğretti
Sevda sanatının inceliklerini
Başka mesleklerde öğrettin bilmeden
Ressam oldum
Fırçamı gidişine batırıp
Nehirlere sürdüm
Tuvalde denizler hüngür hüngür ağladı
Volkanlar iliklerime sızınca
Terzi oldum
İpek ipliği iğneme saplayıp
İçimdeki yanardağın ağzını diktim
Kalaycı oldum
Düşlerimi zehirledi diye
Bakırı çıkan yıldızları kalayladım
En iyide güçlü bir hamal oldum
Bütün yaşanmamışlıkların
Acısını sırtımdaki küfede taşıdım
Sağ ol be usta sayende oldu
Ama her meslekten bir eksiğim oldu
Her şeyi boyadım
Bir tek güneşi götürdüğün için gündüzün üstüne süremedim
Her şeyi diktim
Bir tek kendi söküğüm kaldı
Söktüğün yüreğimi yerine dikemedim
Her şeyi kalayladım
Bir tek nişadır sürülmeyen gözyaşım oksitlendi
Her şeyi taşıdım
Bir tek yokluğun belimi büktü be usta