KARNIMIZ TOK SIRTIMIZ PEK Mİ?

Boş verelim arkadaşlar!

Bize ne dünyanın, ülkemizin, şehrimizin ve oturduğumuz
sitenin sorunlarından. Etrafımızdaki, hemen
yanı başımızdaki insanların yiyecek taze ekmekleri bile
yokmuş. Pazar artıklarından yiyeceklerini toplamaya
çalışıyorlarmış, soğuktan üşüyorlarmış. Buldukları küçük
parça odunlar ile ısınmaya çalışıyorlarmış, üzerlerindeki
elbiseler yırtık, ayakkabıları delikmiş. Evlerinin
her yeri rutubet içinde ve çatı akıyormuş, babaları işsizmiş,
çocukları hastaymış. Okuyabilmek için defterleri
kitapları yokmuş. 3–5 kuruş eve para getirebilmek için
sabahtan akşama kadar olmadık işler yapıyorlarmış.

Bize ne?

Bizim keyfimiz yerinde mi? İstediğimiz her şeyi alabiliyor
muyuz? Evimiz sıcak, karnımız tok sırtımız pek
mi? Sabah gidebileceğimiz bir işimiz, kapıda bir arabamız,
cebimizde paramız var mı? Çocuklarımıza istediklerini
alabiliyor muyuz? Bizim için sorun yok demektir.

Maalesef ki bu haldeyiz.

Peki arkadaşlar, biz bu konuma nasıl geldik? “Komşusu
açken tok yatan bizden değildir” diyen bir peygamberin
ümmeti, bizler...“
Zamanı geldiğinde zekât verilebilecek kimsenin kalmadığı,
bir anlayışın evlatları.

Camii avlularına sadaka taşlarının konulduğu ve insanların
buralara gizlice para bıraktığı ve ihtiyacı olanların
ihtiyaçları kadar buralardan nasiplendiği bir ecdadın
torunları değil miyiz?

Haberlerde, etrafımızda her gün bu ihtiyaç sahiplerini
gördükçe hep aklıma; vakıflar, dernekler, sivil toplum
örgütleri nerelerdeler? diye bir soru geliyor. Ama
iğneyi başkasına çuvaldızı kendimize batıralım. Bu konuda
gerçekten gönüllerini ortaya koyan birçok yardım
kuruluşumuz da var.

Peki, asıl soru biz neler yapıyoruz? Her gün harçlığımızın
kaç lirasını ihtiyaç sahipleri için ayırıp bu kuruluşlara
veriyoruz? Hangi ihtiyacı olan insanın bir ihtiyacını
gideriyoruz? Yarasını sarmaya çalışıyoruz?

Haydi, hep beraber ruhumuzda olan o yardımlaşma
duygularını harekete geçirelim.

Birilerinden teşvik beklemeden, içimizden gelerek,
gönülden...

İnfak helal yoldan elde edilen malı ihtiyaca göre ve
dinin gerekli, hoş gördüğü yerlere harcamak, sarf etmek
değil mi?

"Mallarını Allah yolunda harcayanların hali, başağı yüz
taneli yedi başak bitiren bir tohumun hali gibidir? Veren
el alan elden hayırlıdır." Bunlar bizim bildiğimiz güzel
öğütler değil mi?

Yardımlarımızı infaklarımızı sadece Ramazan ayı
içerisine de mahkûm etmeyelim.

Olmayanı da görelim keyfimiz yerindeyken,
Ateş var! Unutmayalım Dünya’da serindeyken.

Altınızda araba, on numara, beş yıldız,
Nereye bu gidişat, söyle nereye bu hız?

Bulamadın mı kendine sahabeden bir yıldız?
Zekât bile vermedin, infak etmede hırsız.

Sadettin TURHAN
"Gençliğin Enerji Kodları" kitabımızdan alıntıdır.
( Karnımız Tok Sırtımız Pek Mi başlıklı yazı sturhan tarafından 15.07.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.