GÜCÜN TIRNAKLARI


Her zaman sivridir gücün tırnakları.
Sırta battıkça bilenir ışıl ışıl parlarken dişleri.
Saplanacak ten bulamadığında körelir, başkalaşır, kütleşir. Evrimini tamamlayabilmek için gücünü tatbik edebileceği alanlar açar kendine.
Adeta kanlı bir pipet gibidir, saplandığı yerden beslenen.
Soğurur alabildiğince eksikliklerini konağından.
Çoğu zaman asalağına karşı çaresizdir konak.
Verir, istemeden verir biriktirdiklerinden.
Bu tek taraflı akış doyana kadar değil ama tüketene kadar sürer.
Güç sahibi doymaz çünkü.
Pipet debisi azaldığında hemen yeni ve verimli kaynaklar bulmalıdır.
Güç, sınırsız güç ister.
Sınırsızlığının sınırlarını ancak kendinden daha güçlülerin çizeceğini bilir.
Tırnaklarının batmadığı, üstelik her bastırışta tırnak köklerine geri tepen acıdan hisseder kıvrak bir dönüş yapması gerektiğini.
İnsanoğlu hep güç sahibi olmak istemiştir.
Politikada da, askerlikte de, ailede de, ikili ilişkilerde de gücünün getirdiği nimetlerden faydalanmak ister sürekli.
Kendisini eksik hissettiğinde gücü aramaya çıkar.
Bazen güç kendiliğinden gelir.
Bazen ise bu güce erişmek için bedeller ödemek zorunda kalır.
Bazen de, kendisinden daha güçlülerin sırtına tırnaklarını geçirmesine razı olarak, daha güçsüzler için tırnakları şaklatmayı sürdürmeyi dener.
Kanlı pipetten soğurduklarının bir kısmını paylaşmak zorundadır, sırtından soğuranla.
Çoğu zaman da insanoğlu hiçbir zaman arzuladığı güce ulaşamaz.
Sessizce sırtından soğuranlara, birkitirdiklerini teslim eder.
Çok azı, sırtındaki için yaşamaktansa, birkitirdiklerini değil de, atıklarını döker soğurucunun boğazına.
İkisi de yok olur.
Diğer insanların hayrı için belki de böylesi daha doğrudur.
Ama kaç kişi bunu yapabilir ki?
Gücü reddedebilen insan sayısı kadar?
Belki..
Belki de daha az...
Güç her zaman şerefli insanların elinde olmalıdır.
Hiç değilse yakışır.
Taşıyamayanda yoğunlaşmış güç, çıkarcılığın, yandaşlığın, zulümün kesafetinde önce sahibini boğar.
Sonra bulaştıklarını zehirler.
Sahi;
Hala güç ister misiniz?


erol başçı
( Gücün Tırnakları başlıklı yazı Gökdeniz tarafından 11.07.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.