Yani bakarsanız işin aslına
Yakamıza yapışıp
Alıp gitmek için bizleri
Acelesi yok ki ölümlerin
O kadar çokken sayısı gömülenlerin
Bir varmış bir yokmuş ya
Yaşamak denilen şey
Ölümler kolay ve ucuz iken
Hani birde soyup çırılçıplak yok mu
Yıkanmak mis kokularda
Bekler dururuz soyunmuş ölümleri işte
Binmek için imamın teknesine
Hiç umulmadık belki de bir gününde
Sıralı sırasız çalarsın hayat kapılarını
Davetli davetsiz oturursun başköşeye
İkamet değiştirilmiş olsa da bulursun maharetinle
İlgilendirmez seni
Hali nedir, yaşamak ister istemez
Borcu vardır ödenecek
Günler vardır görülecek
Umursamazsın!
İfa edersin görevini alır gidersin ebediyete
Boyunlar kıldan ince
Hep göçüp gitmek kaçınılmaz da
Şu ölmeler yok mu ayrı zamanlar da bir başına
O ağrıma gidiyor be
Sen veya baş tacı ettiğin gitse
Geride kalan ne yapar anıları ile iç içe
Öyle olmamalı bu iş be
Bir anahtar olmalı elimizde
Baktık ki artık göç vakti
Açmalıyız el ele öte âlemin kilidini
İçten korkusuzca, yürek yüreğe
Nasıl ise yolculuk birlikte.
En zor iştir ölümlere hazırlanmak
Keyfimize kafamıza göre varken yaşamak
Bakın üçer beşer gittiler
Gidiyorlar eş dost
Kolaydır, onları uğurlamak; okuyup üflemek
Oyun gibi, hayal gibi
Ya gerisi?
Kenan Koç