BİR HİKAYE NASIL BALLANDIRA BALLANDIRA ANLATILIR? // RAHMETLE, SEVGİ SAYGI VE MİNNETLE BİR KEZ DAHA Dr.METİN PEKÜN.


Bu öyküyü aslında 2013 yılında yazmıştım ama bir başka edebiyat sitesinde... Bu sitedeki arkadaşlarımın da okuması için şimdi burada yayınlıyorum. Bakalım beğenecek misiniz?

*************

Nedim ne güzel demiş:

Meyhâne mukassî görünür taşradan amma
Bir başka ferah, başka letâfet var içinde.

Hastaneler de öyledir efendim. Dışarıdan kasvetli ve sıkıntılı görünürler ama içine girdiğiniz zaman apayrı bir ferah, letafet hatta gırgır, şamata vardır.

Bu gün(18 Ekim 2013) face book paylaşım sitesinde bir resim gördüm. Resmin altında ’ Babam bu kızın hayatını kurtardı ’ Yazıyordu ( Yukarıdaki 3 No lu resim. Hayatı kurtulan elbetteki ortadaki küçük kız. ) Hemen sordum tabii ki? ’ Babanız doktor muydu?’ Diye. Anında cevap geldi ’ evet.’ Ondan sonra muhabbet koyulaştı.

Pardon..Bu muhabbeti kimle yapıyoruz yazmadım değil mi? Bizim dünyamızdan, yani edebiyat dünyasından pek çok arkadaşımızın tanıdığı şair ve yazar Merve Fazilet Pekün Bayraktar yani Kibargül Hanımefendi ile yapıyoruz. ( Bugünlerde Merve Sefa rumuzunu kullanıyor.)

Bana babasını ve babasının hastane maceralarını anlattı bir kuple. Anlattığı anılar müthiş komikti.

-Merve Hanım bu anıları yazsanıza.Böyle anılar anlatılmaz mı hiç? Harika mizah yazıları olur bunlardan.Ama bakın bir tavsiyem var. Öyle hemen sonuca gitmeyin. Olayı biraz ballandıra ballandıra anlatın.
-Nasıl yani?
-Aynen fıkrada olduğu gibi.
-Hangi fıkra?
-Hımmm..Durun anlatayım.

Birbirlerini yirmi sene kadar görmemiş olan Hayim ile Jozef , sonunda bir gün karşılaşırlar. Birbirlerine sarılıp hasret giderirler. Eski anıları baya yad ettikten sonra Hayim sorar Josef’e
-Kuzum senin bir kizin vardi. Şimdi buyümiş koca kiz olmuştur. Ne yapar kizin? Ne işle iştigal eder?
-Sorma arkadaşim. Benim kiz bir holdigte patron sekreteridir. Ama sekreter dediğime bakmayasin. Patron kizimi çok sever. Onu dizlerinden indirmez hiç. Elleriyle yedirir içiririr. Başka şehirlere ya da ülkelere gittiklerinde otel odasinda kizim geceleri korkmasın diye onunla birlikte yatar. Yani anlayacayin çok iyidir durumi.
-Oh oh sevindim. Çok iyi.
-Hımm senin de bir kizin vardi benim kizla ayni yaşlarda. O ne yapar?
-Ne yapsin vire? Benim ki de orospilik yapar ama ben senin gibi ballandira ballandira anlatamam bir türlü..


-Haaa haaaa haaaaa... Aynen öyle hocam ben ballandırma kısmını beceremiyorum.
-Ama bakın bu anılar anlatılmalı. Vallahi siz anlatmazsanız ben anlatacağım.
-Tamam hocam.Sen anlat. Benden yana helal olsun.

İzni kaptım ya,durur muyum artık? Hemen çöktüm klavye başına.

Efendim. Bu hikaye Metin Amca’nın hikayesi.

Evet, doktor Metin Pekün’ün hikayesi ama hikaye dediğime bakmayın, olayların tamamı yüzde yüz gerçek.

******************

BİSMİLLAH DEYİP BAŞLIYORUZ.

Sene 1955

Metin Amca öfkeden kıpkırmızı olmuş bir şekilde hemşireleri arıyordu ama namussuz kızlar adeta buhar olup uçmuşlardı. Oysa onlara sorulacak bir hesabı vardı. Onlar yüzünden az daha bir hastayı kaybediyordu.

Çok şükür hasta cavlağı çekip bu fani dünyadan dâr-ü bekâya irtihal etmemişti. Zavallı adamı deyim yerindeyse Azrail’in elinden çekip almıştı.

Metin Amca, karşısına Foreman çıkmış Muhammed Ali gibi burnundan soluyarak fellik fellik hemşireleri arıyordu. Soracaktı onlara içinde rakı bulunan serum şişesini hastanın koluna takmayı. Oysa o beyinsizlere kaç kez söylemişti ’ Kızım bakın, şu dolaptaki serum şişelerine sakın dokunmayacaksınız. Onların içine rakı sotaladık. Nöbetçi olduğumuz gecelerde ara sıra kaçamak yapıyoruz. Sakın ve de zinhar bu dolaptaki serum şişelerine el sürülmeyecek ’ Diye.

Allah'tan adamın durumuna bakmak için gittiğinde adam ona ’ Bu gün ne kadar güzelsin aşkım hıck. Ne olur benimle evlen hıck ’ Demişti de Metin Amca durumda bir gariplik olduğunu anlamıştı. Adamın damarlarındaki alkolü geri almak için herifi resmen inek gibi sağmışlardı. O değil de adama lavman yapmış olması Metin Amcayı deli etmişti asıl. Doktor olmasına rağmen vatandaşın poposuna bir şeyler sokmaktan oldum olası hoşlanmazdı.Kaldı ki bu bir doktorun işi değildi.

Şimdi neredeydi o hemşireler? Onların saçlarını başlarını yolacaktı.

Hasta bakıcılar ve asistanlar da dahil herkes seferber oldu hemşireleri bulmak için ama adeta toz olmuştu zilliler.

Tam ümidini kesmek üzereydi ki malzemelerin konduğu odadan gelen sesler duydu.

-Ay kııızzzz seninkiler de orman olmuş valla.
-Ayyyy..Ayyyy...Ayyyyy. Yavaş kız. Canımı yaktın.
-Yansın ayol...Erol’a okşattığın zaman unutursun nasıl olsa.
-Oooohhh. Valla kaymak gibi oldu.

Bunlar aradığı hemşirelerdi. İyi de malzeme odasında ne işleri vardı? Ne yapıyorlardı o merdiven altındaki küçücük odada?

Hışımla kapıyı açıp içeri girdiğinde ne görse iyi?

Hemşire hanımlar almışlar ellerine koca koca yara bantlarını, bacaklarına yapıştırıp yapıştırıp ’ caaarrrrt ’ diye çekiyorlar. Yani efendim yara bandı ile ağda-epilasyon olayı var o küçücük odada. Yerler, üzeri kıl dolu bir sürü yara bandı ile kaplanmış vaziyette.

Metin Amca ne diyeceğini şaşırdı manzara karşısında. ( Bakmayın Metin Amca dediğime..O zamanlar tığ gibi bir adam bizim Metin Amca )

Bundan altmış beş sene öncesinden bahsediyoruz. Bir taraftan öyle ha dediğinde bulunmuyor yara bandı. Tasarruflu kullanmak gerek; ama öte taraftan hemşireler de haklı. O devirlerde şeker oldukça pahalı. Ayrıca şimdiki gibi Sesu, Vet, Pimeks ve benzeri hazır ağdalar ya da ağda, epilasyon salonları filan yok.

Kızları karşına dizdi ve ’ Ulan içinizden hangi geri zekalı üç yüz bir nolu odadaki hastaya içinde rakı olan serum şişesini taktı?’ Diye sorduğu anda hasta bakıcı avaz avaz bağırmaya başladı.

-Ebe Hemşire Nermin, Ayşe, Meral...Doğumhaneden bekleniyorsunuz. Doktor Metin Pekün siz de hocam.

Şimdi diyeceksiniz ki ’ Ne diye hasta bakıcı bağırıyor ki? Dahili anons yok mu?’ Yahu ne dahili anonsu? Altmış beş sene öncesinden bahsediyorum.

Metin Amca ’ Hatunun biri tıkandı sanırım..Çıkaramıyor. Haydi bakalım kızlar’ Diyerek ekibi topladığı gibi doğumhaneye girdi.

Gerçekten de zor bir doğumdu ama Metin Amca için değil tabii ki? O, doğumhanede işin kendine ait kısmını hallettikten sonra kalan kısmını ebe-hemşirelere bırakarak dışarı çıktı.

Dışarıda yirmi beş yaşlarında bir delikanlı bekliyordu onu.

-Te be ne oldı? Benim gacı yaptı mı doom? Oldu mu benım da bir kızancıgım?
-Doğdu doğdu. Gözün aydın bir oğlun oldu.
-Çok şükür beaaa. Artık gacıyı boşayabılım?
-Anlamadım. Karın doğum yaptı. Hem de bir erkek çocuk doğurdu diye mi boşayacaksın kadıncağızı?
-Yok beaaa..Ondan degildır. Artık yaramaz bana bu gacı.
-Niye ki?
-Te be doktorum. Ogrendim ki çocuk kadının karnı kesilerek alınmaz imiş. Şeyinden çıkarmış.
-Evet, rahminden çıkar. Ne olmuş?
-Abe doktorum civanım. Daha ne olsın. Koskoca bir çocuk çıkmış oradan. Şimdi orası kocaman olmuştur. Naaapayım ben kocaman ..Neyliydi?
-Rahim.
-Hah işte. Neyliyim ben kocaman rahimli gacıyı?

Metin Amca baktı karşısında zır cahil biri var. İyi de ona nasıl anlatacak rahimin doğumdan sonra tekrar eski boyutuna döneceğini.

’ Benimle gel ’ diyerek bu maacır gencini mutfağa götürdü ve bir süzme bal kavanozu çıkararak bu maacırın önüne koydu.( Muhacir değil efendim. Maaacır )

-Bak şimdi delikanlı. Parmağımı bu bal kavanozuna sokuyorum.

Metin Amca parmağını bal kavanozuna sokarken maacır genci dikkatle ona bakıyordu. Doktorun niyeti neydi acaba?

Metin Amca daha sonra parmağını baldan çıkardı ve sordu.

-Parmağımı baldan çıkarınca ne oldu?
-Önce bır çukur oldu be yaaa.
-Tamam... Şimdi bir daha bak. Çukur var mı?
-Yoktur beaaaa. Kapandı çukur.
-Demek ki neymiş? Kapanıyor. Rahim de aynen böyledir. Oraya bir şey gise de, oradan bir şey çıksa da şekli ve boyutu değişmez. O eski şeklini alır yine. Yani karını boşamana gerek yok.

Maacır genci anladı durumu. Ama ne yazık ki memlekette cahil insan o kadar çoktu ki.

Metin Amca bütün meslek yaşamı boyunca bir taraftan insanlara şifa dağıtmaya, bir taraftan da cahilleri eğitmeye adadı kendisini. Daha nice maceralar yaşadı hayatı boyunca ama ben şimdilik bu kadarını biliyorum. Merve Hanım kendisi yazmaya karar verinceye kadar ya da bana anlatıp benim diğer maceraları yazmama da izin verinceye kadar bu bir parmak balla idare edeceğiz artık.

Bir parmak bal dedim de. Bundan sonra bu yazıyı okuyan - özellikle erkek milletinin - bal kavanozlarına parmak daldıracağını hiç sanmıyorum))))))))))))))))))))))))

Metin Amca seksen yaşını aşkın bir hayat yaşadı ve 19 Mayıs 2016 da Hayata gözlerini yumdu. Allah rahmet eylesin. Makamı cennet olsun.


RESİMLER:
1-Metin Amca, eşi ve iki kızıyla. Kızlardan siyah saçlı olanı Merve Hanım, sarı saçlı olanı Mehlike Şule Hanım
2- Metin Amca bir ameliyatta ( Gözlüklü olan)
3- Metin Amca ve hayatını kurtardığı bir kız çocuğu.
4- Metin Amca ve Mehlike Şule Hanım.
5-Metin Amca ve ekibi bir konsültasyonda.
6-Yıllarca pek çok insana şifa dağıtan Metin Amca’nın son günleri
7- Her ikisi de arkadaşlarım olan Dr.Mehlike Şule ve Merve Hanım. (Merve hanımla şahsen de tanışırız.)
( Bir Hikaye Nasıl Ballandıra Ballandıra Anlatılır? // Rahmetle, Sevgi Saygı Ve Mi başlıklı yazı Sami Biber tarafından 30.06.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.