Online Üye
Online Ziyaretçi
Ebu Cahil - 2
Velhasıl, hele sanatçıymış modacıymış artistmiş...
Ya alayı efemine yada fahişe.
Birde gazetede veya sosyal medyada fikir beyan ediyorsa....
Yok... hak hukuk, sosyal devlet eşitlikten bahsediyorsa.
Direk vatan haini.
Bizans artığı.
İsrail tohumu.
Kansız ,dinsiz ,imansız! Oluveriyorsunuz.
Çekip gidin beğenmiyorsanız bu memleketten diyorlar.
Tarih boyunca cahiller bu kadar edepsiz olmamıştı!
Şimdi ise diplomasızlık bir seçim!
Bir yol, hatta bir övünç kaynağı. Parlatılmış egolar, cilanmış nefsler.
Yeni bir yaşam biçimi olarak sürülüyor halkın önüne.
Peki toplumda bu anlayışı değiştiren ne oldu?
Niye artık insanlar okuyanlara saygı duymuyor, hatta nefretle bakıyorlar!
Ne olmuştuda o saygılı gariban halk gidip yerine bu yeni nesil her şeyi bilenler gelmişti.
İşi ehline verin hadisi şerifi bir kenara koyulup.
Liyakat ilmini elinin tersiyle itip.
Eş, dost, akraba, yüksek mevkilerde gezinirken.
Gerçekten bu mevkilere layık kişiler göz önüne bile alınmadılar.
Ve vatandaş sorgulamaya başladı.
Gördü bir gün .
Yetkili ve etkili makam sahiplerinin diplomalarının sahte çıkması.
Toplumda infial yarattı.
Sahte diplomaların sorgulanması her şeyi alt üst etti .
Nezaman bu millet...
Başbakanın bile diplomasını sorguladı,işler değişti.
Aslında, önümüzdeki örnek,
Hz. Ömer adaletiyle nam salmış İslam devletinin ikinci halifesi. Şiddetli ve kudretli biri!
Hz. Ömer (r.a.) bir gün hutbede cemaate şöyle seslendi:
“Ben haktan ayrılırsam ne yaparsınız ” Cemaat içinden bir sahabe kalkarak cevap verdi:
“Seni kılıcımla düzeltirim ya Ömer!”
Hz. Ömer (r.a.) ellerini açarak;
“Ya Rabbi! Sana şükürler olsun ki ben Senden gaflete düşersem, Senin adaletinden ayrılırsam, beni kılıcıyla doğrultacak cemaate sahibim” diye şükretti.
Bizler hep Hz. Ömer’in bu kıssasında Hz. Ömer’e odaklanırız nedense. Oysa orada kudretli halifeye kalkıp “Seni kılıcımla düzeltirim ya Ömer” diyen sahabeye pek dikkat etmeyiz...
Bu sorgulamadan sonra, bir algı programı planlanıp hayata geçirildi.
Bir karalama kampanyası başlatıldı!
Bu diplomalılar değilmiydi her fırsatta devletin başını ağrıtanlar türkiye'de?
Işte şimdi zamanıydı intikam almanın.
TV, de ve sosyal medyada beyin adamlar ve toplum mühendisleri kast ajansları göreve başladılar.
Yeni formatlar beyin uyuşturan diziler.
Yarışma programları kurgulandı. bu programlarda sözde üniversite mezunları ve öğrencileri, ilk okul birinci sınıf öğrencilerinin bile kolaylıkla bilebileceği soruları bilemeyip sapır sapır dökülüyorlardı.
İlk sorularda elenip evlerinin yolunu tutuyorlardı.
Komik, hatta acınacak hale düşüyorlardı.
Tabi bu proje cahil halk tarafından iyi tuttu.