İstanbul’da ki laleye benzemez

Benim Isparta yüreğimdeki senin gül devrin

 

Müftü zade İsmail efendiden çok önce geldin sen

 

Ta benim miladımdan önceye dayanır tarihin

 

İsyan başlatmıştı yüreğimde

Dürbünle Babil’in asma bahçelerine bakan bülbülün avazı

 

İlk önce Mezopotamya çölündeki gönlümün

Gecesine güneşi perçinledim

 

Sonra ana arterlerimden birini kırk çeşme suyoluna bağladım

 

Daha sonra Semiramis’e rica ettim

Babil’in asma bahçelerinden gönderdi fideni

 

Goncayken kokun bulaştı kanıma

 

Bir gün gidersin diye

Aklımdaki bedevi çadırında hasat toyu topladım

Elleri nasırlı Türkmen beyleriyle

 

Yapraklarını kurutup sol karıncık obasında sakladım

 

Alp eli değmeden hatunlar yağını çıkarttı

Sağ karıncık obasında sakladım

 

Kandillerime koydum seni

Gecelerime gül ışığı saçtı

 

Sonra gül kıran virüsü peydah oldu

Ecnebi bir ülkeden

Bedenin lime lime

 

Ne kadar biriktirmişsem seni

Stokun hiç boşalmadı Isparta’da

 

Ne zaman bir gül düşünsem

Yüreğimden çıkarsın gözlerime

Sonra dökülürsün yüzüme

Burnumun dibinden geçerken geri çekerim seni içime


( Isparta Da Saklı Gülüm başlıklı yazı Kazım Gök tarafından 3.06.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.