Menteşeleri laçka
Kapağı kırık
Kalbimde sakladım sevdiğim
Ne zaman çıkarsam seni
Gidişin geliyor her seferinde aklıma
Son bakışının izi kanıyor dimağımda
Benim kalın camlı gözlüklerim varken
Senin verniklenmiş gözlerinde yeşile çalan ağaç dalları
Benim saçlarımdan çığ düşerken
Senin saçlarında çiçek açmış hanımeli
Benim acıdan solan siyah gömleğim
Senin üzerinde güve yememiş eski elbiselerin var
İnce uzun parmaklarında uzamış tırnakların
Pençe vurmuş başlamamış aşklara
İki ön dişinin arasındaki boşluğa
Hamak kurmuş kara kediler
Benim şah damarımda
Senin nabzın atıyor
Bir gün kızıl denizden çıkıp gel
Naftalin dalgalarda kalsın
Hasret güneşi vurgun yesin
Kavuşmadan önce mahşer sancılansın
Ulufe dağıtsın huriler
Alkışlasın bizi dirilmiş ölüler
Hanımeli koksun cennet