Bana bakıyor..bakışıyoruz. İkimizde gözlerimizi kırpmadan olduğumuz yerde dikilip birbirimize bakarken ilk gözlerini kaçıran ben oluyorum. Burada olmaması gerekiyordu, varlığına tahammülüm olmadığını biliyordu. Ama burada işte! Görmemezlikten gelmeye devam edip yazıma odaklanmaya çalışıyorum ama ne mümkün, nereye baksam onu görüyorum. Bu kadar dikkatle ve kıpırdamadan bakması dikkatimi dağıtıyor, huzursuz oluyorum. Bayram yasağını fırsat bilip önceden gelip yerleşti. Ne yapsam..konuşup ikna etmeye çalışsam kendi kendine gider mi? Sanmam..Hepsi benim suçum ve şu istenmeyen durum benim eserim. Sana bu kadar zaman göz yumup varlığına tahammülsüzlük yapmaya çalışmaksa suçların en büyüğü, biliyorum. Ama elde olmayan şartların sonucusun sen ve ben seni istemiyorum. Sen de bu şartlar altında beni daha fazla yormadan çıkıp git! 

 Gördüğüm yerde sonun benim ellerimden olacaktı, nasıl oldu da böyle umarsız bir anıma denk geldin de sere serpe yerleştin bu eve! Belki birbirimize dokunmadığımız sürece varlığının beni rahatsız etmeyeceğine inandırdım kendimi..yanılmışım. Ama hayret! kimseyi de rahatsız etmedin beni rahatsız ettiğin kadar. İsterdim ki şu evde ki varlığın benden başkasını da rahatsız etsin, fazla yüz göz olmadan seni hayatımızdan bir an önce çıkarsınlar. Ama onlar seni görmezden gelmeyi biliyorlar, seninle mutlular, senle yaşayıp senle uyuyorlar. Bir benim rüyalarıma gireceksin, bir benim kabusum olacaksın, biliyorum. Oysa ben de onlar gibi bir kaç gün varlığına katlanmaya çalışmıştım. Nasıl olsa bayramda gidecek demiştim. Öyle ya sen bayramı sevmezsin ve asla durmazsın ki! Her defasında ev sahipliğimin en kaba, en gaddar sonuçlarına katlanarak her bayram öncesinde gönderebildiğim bir misafirdin sen. Gidişin beni biraz yorsa da o gidişin beni hep mutlu ettiğini bilmen belki bu evde verdiğin rahatsızlığı biraz daha anlamanı sağlardı. Peki bu bayram sabahı değişen ne! Kimse kapını çalmayacak ve nasıl olsa tek misafir benim mi diyorsun! Hayır, yinede istemiyorum seni. 

  Kime konuşuyorum ki! En gurursuz haliyle gözünü bile kırpmadan bana bakmaya devam ediyor. Varlığını bu kadar inatla sürdüreceğini bilmesem öldü sanacağım. Ama ölümünü benim ellerimden isteyen sefil bir aşık gibi yanımda kalmaya devam edeceğini biliyorum.  Ben de gözümü bile kırpmadan senin sonunu getirmeye kararlıyım ama beni yormadan kendi arzunla gitmen ikimiz içinde en iyisiydi. Halâ bakıyor, halâ kapının yanında. Hafiften üflüyorum, kıpırdanıyor toz yumağı. Gerçekten ölmemiş..
                                  Aslıhan Savaş
( İstenmeyen Misafir başlıklı yazı saklı bahçe tarafından 24.05.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.