Gün ışıkları uykudaki toprağı uyandırmadan dört bir yanı neşeye katan kelebekler sonsuz huzurlu derin uykuya sarılmadan Bir varmış yokmuş bütün canlıların dostluk ve barış içinde yaşadığı perilerin görüldüğü cadıların korkmadığı insanların saygı ve sevgi kavramlarını benimsediği yıldızların ayın ve güneşin şarkılar söylediği uzun uzun yıllar yıllar öncesi bolluk bereket huzurun olduğu bir diyarda İki kardeş krallığın arasından geçen suyu tertemiz büyülü bir nehir varmış 

Bu nehrin üzerinde sadece 1 köprü yapılmış
Bu köprünün tahtaları meşe ağacından çevresi güzel kokulu sarmaşıklarla kaplı dört bir yanı renga renk çiçkekler ve ışıklarla süslüymüş. 
10 Yılda sadece birkez ay ışığını köprünün üzerine mucizevi bir güzellikte yansıtır  kolay kolay gözükmeyen bütün canlılar nehrin üzerinde gözükür dans edip şarkılar söylerlermiş. O ana şahit olanların her dileği kabul olur ve dillere destan güzellikte olan köprüyü Sadece komşu ülkeler değil çok uzak diyarlardan görmek için gelen ziyaretçilerde varmış bu ziyaretçiler her kesimden olurmuş. 
O gün nehirde yıkananlar güzelleşir ciltleri ay misali parlarmış
Suyundan içenler her türlü hastalığından kurtulurmuş. Bu iki kardeş krallıkların kralları aynı yıl evlenir ve evliliklerinden 3 yıl sonra evlat sahibi olurlar.

Vaya kralın oğlu Saya, Loris kralın oğlu Leo dünyaya gelir nehrin üzerinde üç gün üç gece süren eğlenceler kutlamalar düzenlenmiş ve tam bir yıl sonra loris kralın bir de Kleo adında bir kızı olmuş. 
Loris kralı aynı sekilde çok güzel bir kutlama düzenlemiş  Vaya kralı, Loris kralın bebeğinin kutlamasına kendi ülkesinde eğlenceler kurbanlar vererek süprizde bulunarak eşlik etmiş. Loris kralı bu zarif süprizden son derece memnun kalmış bu memnuniyetin etkisiyle Vaya Kralına kızının 20 yaşına basmasıyla oğluyla evlendireceğine söz vermiş. Bu sözünün ardından gururla böylece krallıklarımız tam 20 yıl sonra sadece dostluk bağıyla değil kan bağıyla daha da güçlü bir şekilde bağlanacaklar demiş. Vaya kralı, Loris kralın bu sözüyle çok mutlu olmuş memnun kalmış. Bu güzel eğlenceler ve sözden sonra huzur ve mutluluk içinde zaman su gibi akıp giderken günler haftaları haftalar ayları aylar yılları kovalarken 20 yıl geçmiş düğün günü gelmiş iki kralın kapısını çalarken bu sırada çoçuklar büyüyüp serpilmişler evlenme yaşına çoktan gelmişler.Tabiki bu izdivaçı isteyenler kadar istemeyenlerde varmış. 

Tıpkı büyüklerimizin dediği gibi "birinin 1 dostu varsa 40 tanede düşmanı vardır". 

Bizde bu sözden yola çıkarak bu iki krallığın dostluğunu çekemeyenlere kulak kabartalım.  Vaya kralın oğlu saya ile Loris kralın oğlu leo çocuklarının doğduğu yılda  Loris kralın kardeşi olan Lee vezirinde  Mina adında bir kızı ve Teo adında bir oğlu olarak ikiz çocuğu dünyaya gelmiş. Vezir Lee küçük olduğundan abisi Loris kral olmuş Vezir Lee bu yüzden abisine nefret beslermiş. 

Vezir Lee'nin gözlerini kör eden bu nefretten dolayı çocuklarını adeta bir prens ve prenses gibi yetiştirerek büyütmüş. 
Vezirin kızı ile prens Leo birbirine aşık olur. Oğlu Teo ise hala hayatının aşıkını arar bu arada tarih ve sanata pek düşkün ancak babasının baskılarıyla çok iyi bir asker olarak yetişip ordunun komutanı olmaktan kaçamaz ancak gizli gizli sanatla uğraşırmış. 
Prens Leo bilimle ilgilenirken Prenses Kleo ile Mina birlikte silahşör olarak kendilerini gizlice geliştirirler. 
Prens Saya ile prenses Kleo'nun evliliğine sayılı günler kalır bu sırada vezir, prens Leo'yu nasıl öldürebileceğini düşünür planlarını uygular ama her defasında yenilgiye uğrar yinede hiç bir fırsatı kaçırmaz. 
Düğüne birgün kala bardaktan boşalırcasına yağmur yağarken her zamanki gibi  Teo düğün hazırlıkları sebebiyle nehir kenarındaki askerleri kontrol ettiği sırada 

nehrin üstünden geçmekte olan Meris adındaki cadıya aniden çıkan bir yıldırım çarpar ve o çarpma sebebiyle nehire düşer. Nehre düşen Meris'in ve suyun sesini duyar bunun üzerine askerlerini nehire yönlendirerek nehre doğru koşarlar ve nehirde Meris'i görürler. Onu hemen sudan çıkartıp askerlerine Meris'in kuruması için bir örtü getirmelerini emreder ve askerleri hemen örtüyü getirip Meris'in üstüne sararlar. Teo, Merise sen kimsin der. Meris Benim adım Meris der. Ben doktorum uzaklardan geliyorum uzaklara gidiyorum gördüğüm hastaları tedavi ediyorum der. 

Teo peki suya nasıl düştünüz der. Çok susadım nehirden su içmek istedim biraz etrafına bakındı sonra Teoya bakıp eliyle nehrin kenarında yüksekte duran bir kayayı gösterip gece olduğundan önümüde göremiyordum ve şu kayadan ayağım kayınca nehre düştüm der. Teo ülkenin şuanda düğün hazırlığı içinde olduğunu sonra da bu kadının aniden ortaya çıkmasının normal olmadığını düşünür ve askerlerine Merisi sorgulamak için sorgu odasına götürmesini emreder.
Askerler Meris'i hemen saraya götürürken Teo'da   saraya gelip babası Vezir Lee'ye olanları anlatı verir. Vezir Lee sarayın bir odasında sorgulanmak için tutulan kadının yanına oğluyla gelir o sırada kadın ısınmak için büyü yaparmış kimseye anlamasın diye başını örtündüğü battaniyenin altında saklarmış.  Vezir Lee odanın kapısını açıp Merise yüzünü aç demiş. Meris başını battaniyenin içinden çıkarır oturduğu yerden kalkıp veziri selamlarken vezirin gözlerine bakar. Vezir gözlerinin içine bakan Meris'in gözlerinin ateş kızılından gök mavisine nasıl dönüştüğünü görür . Vezir yinede oğluna birşey hisettirmemek için kadını bizzat kendisi sorgulamak istediğini ve oğlunun bu olayın kimseye söylememesini saklaması gerektiğini söyler Teo anlam vermez ancak düğün hazırlığında olan kralı yormamak için gizli kalması gerektiğini düşünüp tamam demiş. 

Cadı merisle yalnız kalan Vezir Lee, öncelikle cadıya senin hayatına karşılık senden bir iyilik isteyeceğim çünkü kralın haberi olduğu andan itibaren sağ kalman imkansız der. 
Cadı, Kral beni neden öldürsün ki der.
Vezir çünkü Kralım cadılardan nefret eder farkındaysanız burda kolay kolay sihirler büyüler gerçekleşmez. Ve belliki kaçındığınız kişiler var yoksa büyülü nehrin üzerinden neden geçesiniz ki demiş. 

Cadı benim cadı olduğumu nasıl anladınız demeye kalmadan 
Vezir kızıl ateş gibi parlayan gözlerinizden cadı olduğunuz rahatlıkla anlaşılıyor demiş.
Cadı diyelim ki isteklerinizi kabul ettim peki özgürlüğüme kavuştuğumda sana zarar vermeyeceğimi nerden bileceksin demiş. 
Vezir buna inan sen özgür olduğunda biz dost olacağız çünkü çok iyi anlaşacağız demiş. 
Cadı önce gülmüş sonra madem öyle diyorsunuz şartlarınızı kabul edeceğim demiş. 
Vezir bunun üzerine sarayın içinde  önceden kendisi için yaptırdığı gizli bir odayı cadının istediği gibi hemen hazırlatmış. 
Ve cadı, Vezir'e kendisinden ne istediğini sormuş. Vezir yarın akşam prenses Kleo ile komşu Kral'ın prensi Saya'nın izdivacı olacak ve düğün gününe kadar prenses Kleo'nun abisi prens Leo'yu öldüreceksin ve böylece Kral bu izdivaçtan vazgeçerek prenses Kleo'yu oğlum Teo'yla evlendirerek hem verdiği sözü tutamadığı için küçük düşecek ve hemde benim oğlum kral olacak der. 
Ancak Meris cadı olduğu için kötü biliniyor ve ne yazık ki Vezir Meris"in ne kadar temiz bir yüreğe sahip olduğunu bilmiyormuş. 
Meris, çok üzülmüş yinede vezir'in şartını kabul eder gibi yaparak anlaşmayı imzalamış. 
Vezir bu duruma çok mutlu olmuş ve karşılıklı birer kadeh kırmızı sarap tokuşturup yudumladıktan sonra Meris, Vezir'e gezgin bir doktor olarak beni Kral ve ailesiyle tanıştır ki Prensi öldürebilecek kadar yakın olayım demiş. Vezir karşı çıkar ancak cadının ısrarı üzerine kabul eder. Vezir, Kral'a cadıyı gezgin bir doktor olarak tanıtıracak. ve başta oğlu Teo olmak üzere herkesi buna inandırmalıymış. Bunun için sahte belgeler hazırlamış.

Meris Vezir'den gizlice o gece büyü yardımıyla sarayın içindeki Vezir'in özel hizmetçisiyle konuşmuş  ve böylece vezir hakkında her birşeyi öğrenmiş. Bunun üzerine Vezir'e yersiz bencilliğinden ve kıskançlığından dolayı küçük bir ders vererek kötülüğün nelere sebeb olacağını ona göstermeye karar vermiş. 

Meris düğün sabahı kendisini tanıtma bahanesiyle Prens"i Kral'ın huzurunda öldüreceğini Vezir'e söyler bunun için bütün ailenin orda olması gerektiğini söyler. Bunun Prens'in evliliği bahanesiyle kadeh tokuşturmak için Vezir küçük bir şölen tertiplemesini söyler. Vezir o gece hemen hazırlıklara başlamış.

Düğün sabahı kral olmak üzere kralın bütün ailesi gelir. Vezir, Meris'i Kral'la tanıştırmak için tam ayağa kalkacakken hem düğünün hemde kadim dostu Kral Vaya verdiği sözü tutma heyacanı içinde Veziri ve Merisi fark etmez ve sevincini paylaşmak oturduğu masadan ayağa kalkarken i biraz öne doğrulup sonra  tam doğrulacakken Meris'in kulağında bir zamanlar kendi elleriyle  yaptığı yunus küpeleri görür ve Meris'i yıllar önce henüz henç bir prens iken çıktığı bir gezide cücelerin şehrinde  bir cüceden elmas hediye alır daha sonra kendisine elmesı veren cüce Prensin elması kendisinden çaldığını söyler. Cüceler, Pensi cezalandırmak amaçlı Cüceler konseyine çıkartmış ve  Cüceler Kanuna göre bir yıl boyunca hırsızın mal sahibine köle olması gerektiğinden  Prens o cüceye köle olmalıymış. Cücede Prensin kendisine köle olmasını Cüceler Konseyinden ister. Ancak o gün cüceler ülkesine misafir olarak gelen Cadı Meris, Prens Loris'ten etkilenir ve Prensin dürüst olduğunu, cücenin ise iftira attığını sezer ve ikisinede doğruluk iksirini Cüceler Konseyinden izin alarak içirir. Cücenin yalanını ortaya çıkatır ve cadı cücenin Prense attığı iftira için çok üzülür ve cüceyi konseyin içinde bulunan havuza atar. Cüce ölümle burun buruna gelir ordaki cüceler, cüceyi kurtarır. Bunun üzerine cüce, cadının yakılmasını konseyden rica eder. Konsey bu ricayı kabul etmiş. Cadıya can borcu olan Prenste cadıya yapılan haksızlığı engellemek için konseye; Meris, cücenin yalanını ortaya çıkardığı için  Meris'in yakılmasını istiyor demiş. Meris'te savunmasını yapmak için söz hakkını konseyden izin alıp "bir anlık duygularına yenilerek yani istemeyerek cüceyi havuza attığını ve bu durumdan pişman olduğunu" anlatmış. cüceler konseyi de yaşanan herseyi göz önünde bulundurarak ve Meris'in samimiyetine güvenerek  yakmacezasından men etmişler ancak ülkelerine bir daha gelmemesini aksi halde kendisini yakacaklarını söylemişler cadı şartı kabul etmiş sonra Prens Loris ile Cadı cüceler Ülkesinden ayrılmışlar

Bu olaydan sonra Prens ile Meris arkadaş oldular çünkü hayatları ve yolları çok farklıydı ve Prens Loris ile Meris cüceler ülkesinin dışında birbirleriyle vedalaşıp bir daha görüşmemek üzere ayrılacakken Prens o yunus küpeleri Meris'e verirken birgün bu küpeler seni bana getirecek deyip öyle ayrıldıklarını hatırlamış 
Kral Loris masadaki herkesin şaşkınlık dolu bakışları içinde aniden Merise doğru heyecanla yürüyüp o küçük gümüş yunus küpelerin seni bana getireceğini sana söylediğim günü unuttun mu eyy kendisi cadı yüreği merhamet kokan melek ruhlu Meris şimdi tekrar bana dönüp beni hatırladığını lütfen söyleyiniz demiş Meris'in ellerini tutarak. 
Meris tutalan ellerini dostlukla sıkarak nasıl unutabilirim ki sadece birine ders vermek için rol yaptım ve sen beni hatırlamayınca devam etmeye karar verdim demiş krala. 
Kral Loris şaşkınlıkla kime niçin ve ne dersi vereceksin hemde benim ailemden demiş. Meris bu şölenden sonra herşeyi size anlatacağım Kralım Müsadeniz olursa şuan dostluğumuza şahit olan herkesin hafızasını silmek istiyorum eğer silersem planım başarılı olurum aksi halde olabileceklerin önüne bende geçemem demiş. Kral tamam bu sahneyi silebilirsin demiş. Cadı bu dostluğu gören herkesin zihninden silmiş. Kral birşey olmamış gibi oğlunun olacak düğünü için küçük bir konuşma yapmış. Sonra Meris sembolik olarak Vezir tarafından krala tanıtılmış. Başta oğlu Teo olmak üzere herkesi inandırdı böylece yemekler yenilip şerbetler içilmiş. Kutlamadan sonra Kral'la gizlice buluşup herşeyi anlamış. Kral kardeşinin düşüncesi yüzünden çok üzülüp ve büyük hayal kırıklığına uğramış. Meris elini dostunun omzuna hafifçe bırakarak merak etme her birşeyi halledeceğim der yalnız sen sakince dur deyip ayrılmışlar. Meris, Kral'la olan buluşmasından sonra Vezir'in yanına gider Vezir öfkeyle Meris'e saldırır neden anlaşmamızı bozdun o küçük aklında neler planlıyorsun şunu unutma senin hayatın benim ellerimde demiş. Meris ona dönerek biliyorum yalnız şunuda sen unutma ben prensi öldürseydim oğlun Teo da ölecekti ve Teo'nun hayatı Prensin yaşamasına bağlı Vezir öfekeyle sen ne demek istiyorsun cadı..! diye bağırmış.  

Meris büyüyle onu sakinleştirerek ileride Teo'nun kaderinde esir düşmek var onu yalnız ve yalnızca Leo'nun oku ve zekası kılıcın ucundan  kurtarabilecek. Leo ölürse, Teo Teo'yu kurtarma şansın hiç yok. Ben Teo'yu kurtarmak için herşeyi denedim yalnız bilinen bir gerçek var kaderi değiştiremeyiz yaşanılacakları erteleyemeyiz. Bu nedenle sana oğlun Teo'nun hayatını bağışlıyorum. Ve böylece sözleşme iptal oluyor. Ve şunuda sakın unutma çevrendeki bulunan herkesin özellikle Leo'nun büyük bir rolü olacak Teo'nun geleceği üstünde. 

Vezir duydukları karşısında yıkılmış birşekilde omuzları öne eğilmiş dizlerin üstünde başını kaldırarak ne yani oğlum Kral olmayacak mı Cadı der. Meris Leo ölsede ölmesede oğlun kral olursa Ölür ancak Leo kral oğlun yaşar. Ve şunuda unutma seninde kaderinde Kral olmamasının sebebi yaşaman gerektiği içindir. Olurda yaşamaya devam edersen neden Kral olmaman gerektiğini öğreceksin. 
Belki kardeşsiniz ama sen sadece bir adamı yaşatırken o adamda senin sayende Krallığı yaşatacak yani sen abini yaşattıkça oda halkınızı yaşatacak o halkınızı yaşattıkça sende yaşayacaksın ve böylece ikinizin arasında ki dengeler sağlanmış olacak. Vezir bugüne kadar yaşadıklarını düşünür ve cadıya dönerek doğru söylüyorsun şimdi ben sana minnet borçluyum. Söyle neden bana iyilik yapıyorsun senin kötü olman gerek cadısın der. Meris ona ben cadıydım ancak yıllar önce abinize bir can borçlandım ve onun dostluğu içimdeki bütün kötülüğü yok etti ve o günün üzerinden yıllar geçtikçe ve ben iyilik yaptıkça şuan gördüğün kanatlarım siyah renginden beyaza döndüler ve iyilik yaptıkça kanatlarım parıldadı ve güneşten daha parlak hale geldiler demiş 
Meris, Kanatlarını gösterince ışıltısından dolayı Vezir arkasını döner taki Meris kanatlarını tekrar gizleyene dek. Vezir, Meris'ten özür diler ve abinin yanına giderek ondan da özür dilemiş. Meris düğünden o gecenin sonunda ülkesine huzur gitmiş. 

O akşam Saya ile Kleo'nun düğünü yapılırken prens Leo,  Mina'yı beyazlar içinde ellerinden tutarak Kral'ın karşısına çıkartıp müsadenizle bizde evlenmek istiyoruz ve Vezir ile Kral gülümseyerek onaylarlar. Teo ise halktan biri olan Alis'i düğünde görür ve ilk görüşte ikisi birbirlerine aşık olurlar ve fırsattan yararlanmak için Teo prensesiyle birlikte hazırlanıp babasının karşısına çıkar büyüklerinin onayını alırlar. 

Şansa bakınki o düğün gecesi ışıl ışıldar nehrin üstündeki köprü altın rengine bürünür köprünün etrafındaki sarmaşık ve çiçekler iki kat daha büyüyüp bir elmas gibi parlar bütün periler ve gözle görülmeyen bütün canlılar nehrin üstünde köprünün etrafında tek tek ortaya çıkıp dans ve şarkılar söylerler bu Mucizevi olaya tekrar şahit olan iki ülke halkı ve ilkkez şahit olan misafirler tekrar tekrar hayran kalırlar O sırada Pren Leo İle Mina sonra prens saya ile Prenses Kleo ve Teo ile Loris köprünün üstüne giderler ayın ışığının altından geçerler ve bir dakika süren bu 10 yılda bir gerçekleşen Mucize sona erer. Bu sırada bu mıcize anında nehirden su almak için göervli olan görevliler bissürü su toplamışlar. 

Kral Vaya ile kral Saya hizmet kararlarına topladıkları suları düğün şerefine davetlilere dağıtın kalan suyun yarısını uzaklardan gelen misafirlerimize verin ülkelerine götürp hastalarını iyileştirsinler. Ve kalan suyuda halkımız kaldırın emrini vermişler. Bu emri hizmetçiler uygulamışlar. Düğün 3 gün 3 gece olup bittikden sonra bütün konuklar bütün hastalıklarından kurtulmuş sağlıklı mutlu ve huzurlu bir şekilde ülkelerine dönmüşler. Vezir Lee'de düğünden sonra vezirliği oğluna bırakmış veküçük bir sahil kasabasına yerleşmiş daha sonra hayatan aldığı dersleri çocukları için mektup olarak kaleme almış altınada şu notu bırakmış 

"Sevgili oğlum Teo ve Sevgili Kızım Mina iyilik iyiliği getirir, kötülükte kötülüğü getirir. Anca şunu unutmayın mutluluk kilidinin anahtarı iyiliktir. İyilik yapma gücünüz yoksa sevgiyle tebessüm tebessüm edin canlılara çğnkü tebessüm en güzel iyiliktir."

 Hepsi mutluluk ve huzur içinde yaşamışlar.. 

                              ###SON###
>>E.D.<<  

NOT: Kendimce kaleme aldığım bu Masal tamamen kıt kanaat geçindiğim hayallerimin bir ürünüdür gerçekle hiç bir alakası yoktur. Kaleme aldığım bu yazıyı beğeninize sunarken oluşan yazım ve imla kurallarımın eksik ve yanlışlarından dolayı özürdilerim. 

Anlayışınız için Teşekkür ederim...


( Arkadaşım Cadı başlıklı yazı E.D. tarafından 1.05.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.