Sürgün hayallerin kabzasında saklıydı ve esir düşülesi lanetin teyakkuzunda tok ayak sesleri vaz geçişlerin ve tebessüm yüklenip de geceyi b/öldüğüm şiirler nezdinde bir çırpınış.

 

Bir tahakküm ki manivelası yolculuğun erecekken de hidayete peşin hükümlü ömrün kanatlarında dikiz aynası mahcup gönlümün.

 

Dillenen ferman.

 

Sabrını katık yapan her kulda saklı özlem ve iman.

 

Kavislerinde yüreğin, gümbürtüye giden bir mateme yenik düşen mahrem ve ayaz izi az evvelki kurtuluşun müridi imgeler bir hezeyan fırtınası ki mahcup göğün mazlum sedanın ermekle edinmek belki de hüzne biat bir kefaret ve inadına dolu yaşama aşkıyla.

 

Çözümsüzlüğün izleğinde buluşup da yürekler.

 

Hatırına yarının hala tebessüm armağan ederken gökteki hayallere…

 

Lafügüzaf edasına yenik.

 

Aşkın inhisarında kukumav kuşları belki de ören ilmek ilmek.

 

Şimdi dilleniyor muratlar ve şahikaların duasına konan çiy taneleri ve veballer kurşun döken izafi bir emirde saklı kehanet düş muadili bir yorgunluğa kepenk indiren müzmin zaferi aşkın ve özlemin bir de devasa yalnızlık yok mu hani şeceresinde öğretilerin dayadığım sırtımı o ulu dağın zirvesinde bir başıma, sefaletin önceliğinde yaşarken hatırına Rabbimin bahşettiği.

 

Koyu çivit mavisi hüzün.

 

Muhatabı belki de fıtratı fırtına öncesi derin bir tevazu çatık kaşlarında isli yolların töhmet altına giren unutkan mevsim ve sevdalı şehir bir de şiir ekip şiir biçen mütereddit yüreğime sakladığım nice niyaz rahmetin sancağına tutuklu kaldığım nutku tutulan bir ferman olsam da ne yazar ne yazar bu kalem?

 

Kibirli bir ayak sesi ulaşan ve uzlaşan.

 

Devingen göğe kement atan bir göçmen kuş misali.

 

Öğretiler yelken bir de artı parantez ile evreni mühürleyen gözyaşı.

 

Taassup gönlün de feraseti bir hümayun ki göğün şakağına dayalı her yeminle ekinlerin biçildiği sabahın soğuk teninde aşkın da ikramı iken vazgeçemediğim.

 

Şimdi yükümüzü koyuvermeden.

 

Şimdi sabrımızı da egemen kılan.

 

Şimdi şükre dönük yüzü ile gizin.

 

Aşkın da hatırına…

 

Bir sevdalı semazen ki göğün mahareti elbet sakındığımız kadar gözümüzden ela bir yenilgi her muhbir imgede tekerrür eden.

 

Sonlanmaya dair.

 

Sona ermeden masal…

 

Kapıp da koyuverelim hayalleri ve bir ucundan tutup da umudun tüneyelim göğün zirvesine.

 

Zamanı gelmeden.

 

Geç olsa da çoktan…

 

Hayal bu ya...

 

 

 


( Şimdi... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 9.04.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.