Yalnızlığın yükünü bölüşmek, kat izinde göğün beyaz niyetin de soluk tininde saklı kaygılar ve göz göre göre sızan sevdalı yaftalar.

 

Lades diyen kayıtsız bir ihbar aşkın vakur gölgesine biat içindeki kıyımla sözcüklere rağbet eden rüzgâr…

 

Ve işte mikado çöpleri dağılıyor şafak vakti melekler geldi pay etmeye sevapları günahları ne de olsa basireti bağlanan iklim kadar pürü pak dualarda saklı yorgun yılların maruzatı.

 

Bir ekin düşü idi içime sızan.

 

Bir Ekim güncesiydi Nisanın matem tasına dolan.

 

Pişekâr tafta.

 

Yangından mal kaçıran şair dizerken inci misali yüreğin de meali idi kibirsiz esinti.

 

Yâd edip dünde kaykılan yaren bilip kalemi bir vecize kadar duru ve latif töhmette mi saklı yoksa itirazı mevsimin de dipçiğinde gölgemin kabzasına hayalet bildiğim yürek neferinin de diktiği o sökük müydü yüreği kurcalayan…

 

Ne gam oysa.

 

Sevip de sevilmeye itirazı yok madem gölgemin.

 

Ne ala azizim ne ala.

 

Sözcüklerin dağıttığı kara bulutlardan yüreğe de yağan duman duman efkârın vasiyetidir bu şiir her ezan vakti duran kıyama durduk yere de sevmedim hani sesindeki yüreği.

 

Yürekten firar eden bir nota.

 

Sevinci b/ölen bir çocuk kadar masumiyetin muafiyeti.

 

Ala ne ala.

 

Kayrasında ömrün göğe zimmetli bir çöl çiçeği.

 

Oysaki vadesi dolmuştu açmayı unutan onca lalenin de tuzu kuruydu hangi eşraf ki lale devri sefanın da sefaleti düşmüştü bir bir gözlerinden celallenen bunca şiirin…

 

Şair olmaya ne gerek…

 

Şahikası zanların tufanda denk düşen yüreğin de turfanı elbet göğün eşlik ettiği bir resital belki de şairin dediği üzere: o kâinat orkestrası saklı şiirlerin bam telinde.

 

Bil mukabil düşlerim.

 

Bil mukabil azizim.

 

Azize olmaya ne hacet aciz olduğum kadar da sevdalıyım ben bir kez Rabbime ve kâinata nihayetinde ritim bozukluğu çeken şunca nidanın da kulağına olmuşken küfe efkârın da yeis yüklendiği nice kök hücre elbet şifa niyetine yazmaktan geri duramadığım.

 

Bir Rabbim.

 

Bir metanetim.

 

Bir sevdam.

 

Bir de naz makamı güttüğüm onca yalan karşısındayım ben davamsa iyiliğin nazarında seğiren yüreğime bin bir nazla niyazlar sunduğum evrende saklı elbet maruzatım bilfiil ihbar ettiğim omzumdaki hangi melekse şiar edinsin varlıktaki kehaneti.

 

Olmazın oluru…

 

Hayal bu ya.

 

Sancağıma tutkun aşkın redifi iken utkun da meali bir zemheri ki konuşlu olduğum sağanak göğün makberi iken içine düştüğüm tuzak ve lütuf bildiğim tüm sevdiklerim.

 

Aşkın nazarında boynum kıldan ince.

 

Darağacına özlemim elbet kurtulacağım bu mahzenden ve yeni bir kayı açacağım güne gün ki özrünü sunarken hece hece gülmeye çeyrek kala ölümü yok saysam keşke mabedimde.

 

Künyemde saklı adım.

 

Adsız sevdam ve tasan yanlı yansız yorgun kanatlarında göğün bir kuş kadar kolu kanadı kırık yetim mizacım.

 

Öykündüğüm bir an ki.

 

Öldürdüğüm öfkem ve yorgun tayfası yılların elbet med-cezir kıvamında yüreğime vuran dalgalar.

 

Anahtarı kayıp ölü şehrin de ilk ve son müdavimi.

 

Bir pencere açtım madem böğrümde sakındığım gözümden sözcükler kadar özgürlüğüne düşkün matemim.

 

Bir rehavet ki kimi zaman yere inen.

 

Bir kelam ki ne aşkla dinen ne de yorgunluğa nazire eden bir büyüteç sazların sustuğu her ezan vakti yaşlarıma esir düştüğüm şükürler olsun ki Rabbime dokunduğum her surede yoktur da benden mutlusu.

 

K/andığım kadar da kardığım.

 

Ar bildiğim sevdalı yüreğimde saklı matemim elbet dokunulmazlığında göğün merdiven dayadığım o kubbe ki mezarımdan daha dün firar ettim.

 

Ocağım.

 

Yuvam.

 

Şahidim olsun ki Allah.

 

Duamla saklıyorum sevgimi secdemde suretimle emsalsiz bir hidayet erebileceğim ne dünde solan ne anda dona kalan yarınların ikbali içimdeki küre s/alındığım her satırda bir sekant kadar kısa mutluluk lakin hüznümle kefilim içimdeki sevince her eşref saatinde şiirin aşkıma dokurken heceleri bir kelam ki göğün tapınağı secdemde su kadar da duru içimdeki niyetim.

 

Ölüme de selam olsun umuda da.

 

Nutku tutulan her günün de muradı olsun dokunmak İlahi Aşka.

 

Sevdiceğim bir şiir konduğum bir dal ki yaprağımla adayım ben solmaya dikildiğim o gül bahçesinde açmayı unuttuğum bir bahar sabahı adımla anıldığım her şiire de salsınlar imgeleri ben ki beylik bir söylemle yaşamaya âşık her sedada vedamla katık ettiğim yeni bir başlangıç yeter ki kabul göreyim Allah katında.

 

 

 


( Hüznüme Kefilim... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 8.04.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.