Salgınlar ve SANAT
EDEBİYAT ETKİSİ
İspanyol
nezlesi ilk kez 11 Mart 1918'de ABD'nin New Mexico eyaletinde
tespit edildi [Salgın 1918 Eylül-Kasım aylarında zirve noktasına ulaşmış
ve Osmanlı dahil
tüm dünya ülkelerini etkilemiştir. Hindistan'da
17 milyon kişi, yani ülke nüfusunun %5'i bu hastalıktan ölmüştür. ABD'de
nüfusun yaklaşık %28'i hastalığa yakalanmış ve 500.000 ~ 675.000 kişi hayatını
kaybetmiştir.
Britanya'da
≈250.000, Fransa'da
≈400.000 kişinin öldüğü tahmin edilmektedir. Fiji adalarında
nüfusun %14'ü iki haftalık bir süre içinde İspanyol Nezlesi'nden ölmüştür
Hastalığa dönemin önemli isimlerinden de yakalananlar olmuştur. Max
Weber, Ressam Gustav Klimt, İspanya Kralı XIII. Alfonso ve Sophie Halberstadt
Freud bu kişiler arasında
sayılabilir.
Daniel Dafoe ‘nin 1722’de yazdığı, Londra’da 1665’de yaşanan veba
salgınını anlattığı Veba Yılı Günlüğü doğal afetler
hakkında kaleme alınmış en etkileyici edebi eserlerden biri kabul ediliyor.
İnsan doğasını çok iyi tanıyan Defoe, İngiliz romanının kurucuları arasında yer
alıyor
Raffael Santi, günlerdir yüksek ateşle evde
yatıyordu. Paskalya’dan hemen önceydi, 6 Nisan 1520 gecesi, zamanının en büyük
sanatçılarından olan Raffael, hayata gözlerini yumdu. Ölümünden birkaç yıl
sonra Raffael’in hayat hikâyesini yazan sanat tarihçisi Giorgio Vasari’nin
iddiasına göre sanatçı ‘zevk gecelerinden’ birinde bulaşıcı bir hastalığa
yakalanmıştı.
500 yıl önce, Rönesans resminin eşsiz dehası sayılan
Raffael Santi, 37 yaşında hayatını kaybetti. bugünse nasıl bir tesadüf ise ölüm yıldönümü vesilesiyle düzenlenen sergi
Covid-19 salgını sebebiyle kapatıldı.
Metin Özata’nın
yazdığı kitabına göre Mustafa Kemal Atatürk de Samsun'a
hareket etme hazırlıkları içerisindeyken bu hastalığa yakalanmış ve hastalığı
Beşiktaş'taki evinde atlatmıştır İspanyol gribi bütün dünyayı kasıp kavurduğu
gibi İstanbul'u da etkilemiştir.
Nâzım Hikmet dizelerinde
İspanyol gribine şöyle yer verir:
"Bizki İstanbul şehriyiz, Seferberliğigörmüşüz: Kafkas, Galiçya, Çanakkale, Filistin, Vagon ticareti,
tifüs ve İspanyol nezlesi bir de İttihatçılar, bir de uzun konçlu Alman çizmesi 1914’ten
1918’e kadar yedi bitirdi bizi.
Salgın
hastalık denince 1842 de Graham ‘s magazinde yayınlanan bir salgın şeklindeki hastalığın tasviri ile başlamak
içimden gelir
‘’‘Kızıl Ölüm’ çoktandır ülkeyi kırıp geçiriyordu. Hiçbir salgın bu kadar
ölümcül, bu kadar korkunç olmamıştı. Avatarı ve mührü kandı; kanın kızıllığı ve
dehşetiydi. Keskin sancılar, ani baş dönmeleri ve sonra gözeneklerden boşalan
kanla geliyordu ölüm. Kurbanın bedeninde özellikle beliren kızıl lekeler,
hastalığın, onu diğer insanların yardım etme sevgisinden yoksun bırakan
belirtileriydi. Hastalığa yakalanma, hastalığın ilerlemesi ve sonun gelmesi
topu topu yarım saatlik bir işti.”