Saat gece 3.51.Muhtemelen sen yatağında uyuyorsun. Ben de çalışma masamda her zamanki gibi bir şeylerle uğraşıyorum. Fakat bu mektubu yazmaya karar verdiğime göre tam odaklanamamışım demek ki. Aklıma geldin ve ben de fırsatım varken konuşmak istedim. Ama ne fırsat değil mi.Hep böyle mi yapacaksın sen? Hayattan beni kopardıktan sonra yanına gelmeme izin vermeyecek misin? Tam bitti diyorum,bütün bu olanları kafamda kurduğumu ve yanıldığımı düşünüyorum. Daha sonra karşıma başka bir şekilde çıkıyorsun. İşte tam o sırada aklım duygularıma yeniliyor hem de yenilmemesi için tüm kozları oynadığım halde. Ne istiyorsun benden ? Ne istiyorsun ömrümün en güzel olması gereken yıllarından ? Görünen o ki sen normal yaşantına devam ediyorsun.Fakat ben sana karşı senin kadar güçlü değilim. İstiyorum ki ömrümün geri kalanını seninle geçireyim.En kötü günümü de en iyi günümü de seninle yaşayayım.Gel gör ki en kötü günümü yaşadım ve en iyisini de yaşayacak gibi görünmüyorum.İsterim ki bütün bu olanlar çocuklarımıza anlatabileceğimiz birer anı olarak kalsın.Bana çok iyi geldiğini söylemiş miydim ? Çünkü ben hayatta sen hariç hiçbir şeye bu kadar iyimser bakamıyorum.Hem de defalarca yenilmeme rağmen.Ve en önemlisi de kendime zarar vermekten korkuyorum.Her şeyi kendi elimle kaybediyorum ve bu istemeyerek oluyor.Suçu sana atmak gibi olsun seninle tanıştığım günden beri hayatım normal seyrinde gitmedi.İyi ya da kötü anlamda kast etmiyorum bunu.Farklı birisine dönüştüm sanki.Duygularımı katmadan bir iş yapamıyorum mesela ve bu hiç hoşuma gitmiyor. Gözü kapalı yapabileceğim şeyleri aklıma sen gelince elime yüzüme bulaştırıyorum.Bilmem kaç gece yalvardım tanrıya beni yanına alması için.Belki izin verir de seni görebilirim diye.Bu hiç hoşuma gitmiyor sevdiceğim.Beni sevdiğinden bile emin olmadığım , yüzüme karşı bir sevgi sözcüğü bile söylememiş birisine bu kadar bağlanmak gerçekten hiç hoşuma gitmiyor. Birçok işi yönetebilirken,birçok projeyi baştan tasarlayıp sonuca erdirebilirken konu sen olunca mantığımın devre dışı kalması ve bir asalak gibi hareket etmem hiç hoşuma gitmiyor.Bu arada aklıma gelmişken söyleyeyim içimde kalmasın.Eğer amacın benim üzerimden kendini tatminse bu kadar acı çektirmene gerek yok gerçekten.Ben vazifemi yine yaparım emin ol.Yok değilse sence de kendini bir sorgulamanın bir vakti gelmedi mi ? Açıkça iyisiyle ya da kötüsüyle her şeyi yüzüme haykırmanın itiraf etmenin vakti gelmedi mi ? Söylesene sevdiceğim. Şu an kendimi bir kağıda hesap sorduğum için o kadar aciz hissediyorum ki.Okumadığını bile bile bir şeyler yazmak…Anlamını yitirdi şu an bütün söylediklerim.Daha fazla yazamayacağım bugün.Kendine iyi bak.Seni seviyorum.Sana rağmen seni seviyorum.

( Süveydaya Mektuplar 2 başlıklı yazı süveydaikalp tarafından 5.04.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.