KEŞKE

GECELER SAYILMASAYDI


                               Ahmet AYAZ                                           

            Ahmet AYAZ

Gaziantep Güneş Gazetesi 4 Nisan 2020

 

       Keşke  geceler sayılmasaydı. Geceler sayılmasaydı ben 36-37 yaşlarında olacaktım. Sokaklara  çıkma  yasağı falan olmayacaktı. Hastaneye postaneye serbest girip çıkacaktım, diş tedavim minnetsiz olarak yapılacaktı. Söz konusu bu kadar da  ucuz olmayacaktım.  Tam 4 gün  diş ağrısı çektim. Şahinbey Dişe ulaşana kadar basbayağı yoruldum ve diş ağrısı çektim. Daha rahatlamış da değilim ama,  inşallah yüce Allah bütün hastalarımıza ve bana da şifa verir diyorum. Hastaneye ulaşmak için aramadığım bir tek sayın Valimiz Davut Gül kaldı. Aradıklarımın bazıları bana dönüp faydalı olmaya çalıştılar. Bunlardan birisi Şahinbey Belediye Başkanımız Sayın Mehmet Tahmazoğlu idi. Kendisine buradan teşekkür ediyorum, duyarlı davranışı için.  Bazıları da boşu boşuna beni bekletip diş ağrısı çektirdiler. Aslında her birisi geçmişin birer değeri olan yaşlıları Avrupa’ya uyarak, yaptıklarını modernlik sayarak, kendi hallerine bıraktılar. Ben üç dört gün içinde, çok ağır diş sancıları çektim. Tanıdığım Diş teknisyenleri vardı, tabipler görmeden onları çağırmaya cesaret edemedim. Çünkü  dişimde iltihap vardı. Ben  bu ülkede askerlik yaptım, ayrıca adı atsız kahramanlara karışmış, bir şehit torunuyum. Bir gazeteci yazar ve ciddi anlamda bir vatan şairiyim.  Bir şiirim Tuğgeneral Zafer Özkan tarafından bestelettirilerek 10. Piyade Tugayı Marşı yapıldı. Telif ücretini Mehmetciğe bağış yaptım.1976 yılından bu güne kadar cehaletle savaşarak, kalemimi ülkemin aydınlanması için kullanıyorum.

        Yanı bir kötü hastalığa düşsem, Allah korusun  evimde ölecek miydim? Ölümden korkmuyorum da,  acı çekmeye dayanamam. Sizin içinizde hiç diş ağrısı çekenler oldu mu?  Eğer olduysa diş ağrısının acılarını tatmışlardır, bilirler. Bir tabip hastaya ilaç yazarken, yazdığı  ilaçların yan  etkilerini de dikkate alır. Çıkarılan emir ve yasaların da olumsuz yönleri vardır. Bunlar düşünülmelidir, dikkate alımalıdır. Emir ve yasalar da, ona göre çıkmalıdır diye düşünüyorum.

       Yazımın başında keşke geceler sayılmasaydı dedim. Bunu da,  derken aklıma gençlik yıllarım, daha doğrusu çocukluk yıllarımdan bugüne kadar yaşam şeklim, gözlerimin önünden bir bir rüya gibi gelip geçti.

       Güzel Oğuzeli’nin  Yakacık (Zıranba) Köyünde 7-8 yaşlarında oğlak-kuzu güderken, ayaklarımdaki ayakkabıların altları yırtık, daha doğrusu yarısı yoktu. Bahçelerin, bostanların aralarında, çakır dikenlerinin insafına sığındığım o yıllarda, ne coranavirusinin korkusu, nede aklımıza ölüm korkusu gelirdi. O yıllarda Yakacık Köyünün arazisinde nerede acıkırsanız yiyecek sebze ve meyve, nerede susursanız pırıl pırıl  akan su, yorulursanız bir  gölge bulunurdu. Oturup dinlenmek için. Bu kuşaktaki çocukluk arkadaşlarımın  ve  akrabalarımın bazıları yaşamını yitirdi, bazıları ile de ayrı ayrı  mekanlarda yaşıyoruz. Ben kaybettiklerimi burada rahmet ile anıyorum. Yaşayanlardan Burhan Özdemir, Mehmet Şevket İspir, Cuma salman, Cuma Kurt ağabeyimizin burada, kulaklarını çınlatıyorum.

       O zamanki tavuk hastalıklarının yerini şimdi Coranavirusu denen bir salgın hastalık aldı. Dünyayı etkisi  altına alan bu hastalığın Dünya Devletleri korkusunu yaşıyorlar.  Hala bu hastalığa çare aranmaktadır. İnşallah bilim adamlarımız tedavi yollarını bulurlar diyorum. Bu salgın hastalık yapacağını da bu güne kadar yaptı. Dahası da korkunç ve düşündürücüdür. Şunu da  söylemek istiyorum.

       Hani Dünyaya meydan okuyup, anarşiye  destek veren Avrupa Devletleri bu coronavirusuna dur desinler. Bu Allahın bir  gazabıdır. Ben bunu  düşünerek kendilerine gelmeleri için,  burada bir çağrı yapıyorum. İsraile ve bütün  Avrupa Devletlerine çağrı yapıyorum. Şunu unutmasınlar.  Firavunu bir topal karınca kulağına girerek helak etti. Allah’ı  ve Allahın  gazabını, bahse konu devletler unutmasınlar diye  onlara bir defa daha sesleniyorum. Allahın emir ve buyurduklarına inansın ve itaat etsinler diyorum. 

( Keşke Geceler Sayılmasaydı başlıklı yazı Ahmet AYAZ tarafından 4.04.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.